Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '09

 
Kategori
Siyaset
 

Siz bizi aptal mı zannediyorsunuz Graham Fuller?

Siz bizi aptal mı zannediyorsunuz Graham Fuller?
 

fuller kandıramazsın bizi


Yazının birinci kısmı için: http://blog.milliyet.com.tr/Graham_Fullere_bir_Turk_gencinin_cevabi-1/Blog/?BlogNo=213280 ED: Bu da bizi yeni-Osmanlıcılık tartışmasına getiriyor. O bölgeyi yıllardır bir imparatorluk olarak yönetmiş olmanın, bölgeyi tanımak açısından avantajları var kuşkusuz. Ama dezavantajları da yok mu? Örneğin kuşkulu yaklaşımlar, tarihin yükü...

GF: Bu ilginç bir soru. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra Arap dünyasının tarihine bakacak olursanız Arapların, kendilerini Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıyken koruyan Türklerin onları 1. Dünya Savaşı'nın sonunda terk etmesine ve Avrupalılar tarafından sömürgeleştirilmelerine izin vermesine müthiş öfkelendiğini görürsünüz. Sonra da tüm sorumluluğuna, çıkarlarına, bağlantılarına ve hatta Orta Doğu'nun kültürüne sırt çevirdi.

Ve tabii Soğuk Savaş döneminde Türkiye %100 Batı'nın ve ABD'nin yanında yer aldı. Arap dünyasının da askeri yardıma ihtiyacı vardı ve bunu Sovyetler Birliği'nden aldı. Bu da gerginliği artırdı.

Türkiye, İsrail'le çok kısa bir aşk yaşadı ve bu dönemde eğer İsrail'e yakın durur, Suriye'ye, İran'a, Filistinlilere ve başkalarına düşman olursa Amerikan Kongresi'nin, tüm Türk çıkarlarını destekleyeceğini umdu. O günler artık geçmişte kaldı.

Fakat bu şimdi sona erdi ve ben Arap dünyasında kötü anılar kaldığına inanmıyorum. Suriye, Türkiye'nin nihayet kendisiyle ilgilenmesini büyük coşkuyla karşıladı. Başka Arap ülkeler, Türkiye'nin "İslamcı partilere nasıl davranmalı?" meselesini çözmesini beğeniyle izliyor. Türkiye artık İslamcı bir partiyi, tabii ılımlı bir İslamcı partiyi sistemine entegre etmiştir. Bu süreçte bu parti de birşeyler öğrendi, olgunlaştı, genişledi. Ve bir noktada bu parti normal yollardan, seçimle iktidardan inecek. Türkiye de İslamcı partileri sisteme katma döngüsünü tamamlamış olacak.

O bölgede başka hiçbir ülke bunu başardığını söyleyemez. Onların İslamcı partilerle çok düşmanca, olumsuz, tehlikeli ilişkileri var. Bu yüzden Türkiye bölgede hem İslamcı partiler, hem de hükümetler tarafından merakla izleniyor.

Türkler 1. Dünya savaşından sonra Arapları terk etmiş buda Araplarda büyük bir travma ve Türklere karşı güvensizlik yaratmış öyle mi GF? Siz hangi dünyada yaşıyorsunuz merak ediyorum. Arabistanlı Lawrence Sivaslımıydı sizce? Vahabi ayaklanmasıyla arap çöllerinde öldürülen, yemen ellerinde ölen Mehmetler biz sırt döndüğümüzden mi ola. Bilmezmisiniz Kanal cephesini bozan İngiliz Fransız askerleri Mısırda eğitilmedi mi? Mekkeyi korurken İngilizlerle işbirliği yapan Araplara karşı direnen Fahreddin Paşayı da hiç duymadınız mı? Duyun o zaman. Atatürk’ün Şamdan Türk ordularını nasıl kurtardığını biliyormusunuz? Kimden kurtardı Fransızdan mı, ingilizden mi yoksa Araplardan mı? Cevap c şıkkı, Araplardan. Şimdi bizmi sömürge olmalarına müsaade etmiş olduk? Tarih ancak bu kadar çarpıtılabilir.

Türkiye’nin İsraille yaşadığı aşka gelince bu tamamen ABD’nin siyasi tercihleriyle alakalı bir konu. Bence Amerikan yönetiminin İsraili hizaya getirmesinde ve kontrol dışına çıkma ihtimaline karşı Türkiye’nin İsrail’e karşı olan tavrı değişebiliyor. Bu konuya birde bu açıdan bakarsak pompalanan söylemlerin pek de sağlam temelleri olmadığını görürsünüz.

Türkiye’nin İslamcı partilere nasıl davranması gerektiğine yönelik bir bakış açısı bile bizim için öngörülen demokrasiyi en güzel şekilde ifade ediliyor. Ne demek İslamcı parti? İnançlar üzerinden siyaset yapınca bir ülkede demokrasi kalırmı? Halkının tamamına yakını Müslüman olan bir ülkede İslamcı - laikçi parti ayrımı gibi yaklaşımlarla siyaset yapılamaz. Bir süre sonra gelinen nokta inanç sömürüsü yarışı haline gelir. Türkiyeyi takip eden İslamcı partiler ve hükümetler, kendileri için en büyük tehdit olarak gördükleri Türkiyede ki sistemin giderek aşınmasını ve kendi ülkelerinde ki sisteme yaklaşmasının verdiği mutluluk ve beklentiden dolayı izliyorlar. Demokrasiye doğru evrimleşen hangi İslam ülkesi var şu anda dünya üzerinde? Biraz düşünün bakalı GF.

ED: Sizce Obama yönetimi nasıl bakıyor bu gelişmelere?

GF: Bölgeye ya da dünyaya Amerikan liderliğini kabul ettirmek. "Uluslararası sahnede olup bitenin başlıca belirleyicisi ABD olacak, istikrara ve barışa hizmet eden Amerika'nın çıkarları dünya ülkelerinden çoğunun çıkarlarını da temsil eder." görüşü. Bence bu son derece demode bir görüş.Başka ülkelerin iradesine nüfuz etme çabası, hatta herkesten önce Amerika'nın çıkarlarına hizmet eder görüntüsü veren yapılar oluşturmak, bunların modası geçiyor.

Yani GF diyor ki Amerika’nın çıkarlarını Amerikancı görüntüsü vererek korumanın modası geçmiştir. O yüzden ne yapmak gerekir? Bazı konularda Amerikan politikalarıyla uyumlu değiliz görüntüsü vermek gerekiyor. Örneğin İran konusunda, İsraille ilşkiler gibi. Tam da Türkiye’nin son dönemde verdiği görüntü gibi bir görüntü yani.

ED: Dolayısıyla da siz, Amerikalı gazeteci Stephen Kinzer'ın "Türkiye, Amerika'nın giremediği yerlere girebilir, konuşamadığı insanlarla konuşabilir, yapamadığı anlaşmaları yapabilir. Belki de Amerika bundan faydalanmalı." saptamasına katılıyorsunuz.

GF: Kesinlikle katılıyorum. Türkiye yalnızca "yapabilir" değil, yapıyor da. Giderek de daha sık yapacak. Amerikan diplomasi çevrelerinde ve Beyaz Saray'da, Türkiye'nin o anki Amerikan stratejisine ya da yöntemlerine uygun davranmasını bekleyenler, buna çok bozulacak. Çünkü artık Türkiye'yi doğrudan kontrol edemeyecekler.

Ama eğer akıllıca davranabilirlerse, bu tür faaliyetlerin, kendi başlarına kalkınmaya çalışan samimi bölgesel gruplaşmalar kurulması için önemli olduğunu görürler. Bu gruplaşmaların Batı karşıtı olmaları gerekmez, ama aynı zamanda Batı yanlısı ya da Batı'nın maşası da değillerdir.

Daha nasıl desin adam. Türkiye Amerikanın direkt olarak giremediği bölgelere girerek Amerikan çıkarlarının korunmasında kullanılmalıdır diyor kullanıyor ve daha da sık kullanacak diyor. Türkiyeyi artık doğrudan kontrol etmek mümkün değil neden? Çünkü Türk kamuoyundaki ABD karşıtlığı %85 seviyesinde. Amerikancı görüntüsü veren bir hükümet halk oyu ile iktidara gelebilirmi? Ge-le-mez. İşte o yüzden kontrol artık dolaylı olacak. Bende diyorum ki sizin başka kullanacağınız maşa yok mu?

ED: Son sorum: Az önce Obama yönetiminin "hakimiyetçi dünya görüşünü" sürdürdüğünden söz ediyordunuz. Sizce Büyük Orta Doğu Projesi (BOP), yani ABD'nin Fas'tan Pakistan'a uzanan bir bölgede demokratik müttefiklere gereksinim duyduğu ve bu ortamı gerekirse zorla sağlaması gerektiği görüşü de sürüyor mu sizce?

GF: Çok zor bir konuya girdiniz. Öncelikle bölgede demokratikleşmenin gereğine %100 inandığımı söyleyeyim. Arap dünyasının en büyük sorunlarından birinin bunun eksikliği olduğuna, Arapların öfkesinin ve hayalkırıklığının altında bunun yattığına inanıyorum.

Ama bence Amerika'nın bölgeye demokrasiyi getirme çabaları bence başarısızlıkla sonuçlandı. Washington demokrasiyi asla bir ilke olarak desteklemedi. Rejimlerini değiştirmek istediği düşmanlarını cezalandırmak için kullandı. İran'da, Irak'ta olduğu gibi. Asla dostlarına vereceği bir hediye olarak görmedi. Dolayısıyla da Ürdün'de, Fas'ta, Suudi Arabistan'da, Mısır'da otoriter rejimlerle işbirliği yaptı.

Kısacası ben, Amerika'nın bölgede başını kendisinin çektiği bir demokratikleşme hareketine girişmemesi gerektiğine inanıyorum.

Bunu söyleyen insanlar içeri atıldı, yalancılıkla, komplo teorisi üretmekle suçlandı. Peki bu itiraf ne oluyor? Amerkanın demokrasi getirmek gibi bir tasası olmadı. Çıkarlarını korumak için baskıcı rejimlerle çalıştı, o rejimleri destekledi. Şimdi bunları söylüyorsunuz peki ölen milyonlarca insan ne olacak? Parçalanan aileler, babasız çocuklar, kocasız kadınlar, kocalarının katillerine çocuklarını yaşatabilmek için vücutlarını satan kadınların yaşadıkları sizin hangi yaklaşımınızla açıklanacak. Pardon deyince her şey hallolacak mı? Sizin demokrasi anlayışınız bumu Graham Fuller?

 
Toplam blog
: 166
: 1969
Kayıt tarihi
: 30.09.06
 
 

Sıcak bir Ankara yazında, 1975 yılında doğmuşum. İlk gençliğim Ankarada geçti. Üniversite yılları..