Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Şubat '09

 
Kategori
Anılar
 

Siz garsonu bekliyordunuz 'ben' çıkageldim

Siz garsonu bekliyordunuz 'ben' çıkageldim
 

Geldim geldim... Koşturuyordum. İçsel bir kendine dönüklük üzerinde kafa yorma çabalarındaydım. Geldim. Gitmek üzereydiniz. Yetiştim sanırım. Kusura bakmayın soluk soluğa kaldım. Bir süredir şu yazma ilhamının gelmesini bekliyordum. Hah geldi dedigim anda beni yarı yolda bıraktığı zamanlar oldu. Tekrar doruğa ulaşabilmesi icin konsantre olmayı bekliyordum. Kendileri; şu an itibari ile buluşmuş bulunuyorlar benliğimle. Valla ne yalan söyliyeyim, buluşmuş olmasındaki tetiklemeyi, her cuma ısrarla yazmaktan bıkmayan canım arkadaşım Seyran'ın yazıları yaptı. Onun kadar düzenli olamadı yazılarım ama yazmak gerekti... Kusura bakmayın soluk soluğa kaldım. İzin verin bir yudum su içeyim, yazarak...

Kendine döngün bir iç dinginliği arar vaziyetteyim. Uykuya susamış, beynimin içindekilerden kurtulmak ister gibi. O kadar çok yorulmuşum ki, dinlenemiyorum, uyuyarmıyorum yorgunluktan. O kadar çok üşümüşüm ki, bir türlü ısınamıyorum, sıcaktan terlerken bile... Kitap okumayı bıraktığımda, sanki birşeyler dürtüp duruyor beni... Boşta kalmak istememekten mi, kafamda başka şeyler düşünmek istememekten mi bilemiyorum. Kendime ilişkin bazı tesbitlerim oldu. Bunları yaşamadan öğrenmem mümkün olmayacaktı. Kitaplarımdaki kahramanların kendimde buldurduğu şeyleri de yabana atmamak lazım. Bir küçük prensi, bir Nicholai Hel'i, bir Siddartha'yı...

Herşeyden önce birincisi,
*insanın içinde bulunduğu duruma ne kadar çabuk uyum sağlayabildigini gördüm. Kendimin örnekleriyle.
*Başına gelmeyince anlamazsın demenin ne kadar doğru bir söz oldugunu anladım. Ama bunu başına gelmemiş bir adama söylememinin de karşındaki adama birşey ifade etmedigini.
*Üşümek anlamının; fiziksel üşümekten çok, manevi üşümenin daha beter olduğunu...
*Bir olayla karşılaştığında ne kadar sessiz kalabileceğimi gördüm. Haklı olduğum zamanlarda haklılığımı sessizliğimle savunduğumu ...
*Yaşımdan daha küçük göstermiş olmama rağmen, gerektiğinde yaşımdan daha olgun davranabilir olduğumu ...
*Ne kadar şey üstüsüte gelirse gelsin, dışarıya verdiğin görüntünün insanları mutlu etmeye yettigini gördüm. *Yüzündeki bir gülümsemenin yanındaki herkese yetebilir oldugunu ...

Şimdi, huzuru nerede aramak gerek? Oğlumun gözlerinde mi, bir çiçek bahçesinde mi, kocamın omzunda mı, balıklarımın yüzmesinde mi, bir hafta sonu gezisinde mi?

Hayat, biraz daha yavaşlatılmış bir film gibi. Zaman hem koşturarak gidiyor, hem garip bir yavaşlık içinde.
Geldim. Zihnimde yolculuk yaptığım çimenli yemyeşil bir bahçenin üzeride yürümek oldugunu farkettim yazmanın benim için. Yazarken içimin boşalacağını biliyordum. İyi geldi. Sağolun dostlar. Kusura bakmayın biraz soluk soluğaydım. Yavaş yavaş düzene giriyor nefesim... Su iyi geldi... Siz Garsonu Bekliyordunuz BEN Çıkageldim.

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..