- Kategori
- Sivil Toplum
Siz hiç dilekçe yazdınız mı?

Ortaokul birinci sınıf öğrencisiyim. Onbir yaşlarındayım. Babam hasta. Ya evde yatakta, ya da hastahanede. Işe gidemiyor. Üç ay hava değişimi! Peşinden bir uç ay daha...
Evde babamdan sonra okuma yazmasi olan ERKEK benim. Babamin maaşını, iş yerine gelen mektuplarını da almaya giden benim. Mektupları okuyanda.
Mektuplarin arasında, sarı zarflı, sol üst köşesinde SELÇUK ORTA OKULU mühürü olani hemen açtım:
"Velisi bulunduğunuz Mustafa Kemal Öztürk'un son otuz gündür okula devamsızlığı bulunduğundan ilişkisinin kesileceğinin bilinmesini rica ederim..."
Aldi mi beni bir telaş? Okulu kırıp, bütün günü, babanın maasi ile sinemalarda, kose baslarinda teksas tommiks okuyarak gecirirken, yakayi ele vermek uzereyiz.
Hemen ilk dilekcemi kaleme aldim:
"Velisi bulundugum oglum Mustafa Kemal Ozturk bir ay doktor istirahatlidir..."
Dilekce yazmaya bir alismaya gorun. Yazmadan edemiyorsunuz...
Okula dilekce, Nufus Cuzdani icin dilekce, Belediye'ye dilekce, Valilige dilekce, Komutana dilekce, Emekli Sandigi'na dilekce, Basbakanliga dilekce, Buyukelcilige dilekce, TBMM'ne dilekce, Cumhurbaskani'na dilekce, Adalet Bakani'na dilekce...
Simdi de Amerika Birlesik Devletleri Baskani'na dilekce gonderdik?
Ne mi oldu bizim dilekcelere? Ne islem mi yaptilar? Cevap verdiler mi?
Cogunu hatirlamiyoruz bile...
Yine de en son gonderdiklerimiz icin dort gozle cevap bekliyoruz!...
Siz hic dilekce yazmis miydiniz?...