Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Siz ilk öpücüğünüzü hatırlıyor musunuz?

Siz ilk öpücüğünüzü hatırlıyor musunuz?
 

İlk gerçek öpücükten bahsediyorum.
Aşkla öpülen ..
Kimdi?
Pişman olduğunuz biri miydi?
Yoksa yıllar sonra aslında hiç aşık olmadığınızı fark ettiğiniz ama o anda deli gibi tutulduğunuz biri mi ?
Ya da rüyalarınızı süsleyen veya hiç aklınızın ucundan geçmeyen biri ?
Belki de kahramanınızdı sizin.
Evet ya kahraman .
Hani çocukluktan ergenliğe geçiş yıllarında yarattığımız bir kahramandan bahsediyorum.
Yok muydu?
Benim vardı.(Hem de çok ama sık sık değişen kahramanlarım vardı)
Tomiks Teksas bile kahramanımdı benim.
Nasıl olmasındı ki tüm çocukluğumu paylaşmıştı benimle.

Peki ilk öpüşmenizin nasıl olmasını hayal etmiştiniz?
Mum ışığında, deniz kenarında, yağmur altında , karların üstünde yada sinemada….
Belki de kapınızın önünde ailenizden gizli bir şeyler yapmanın heyecanını taşıyarak…
Yoksa arkadaşınızın ev partisinde miydiniz hoşlandığınız çocukla dans ederken…
Ya da birdenbire hiç beklemediğiniz bir anda dudaklarınıza mı kondu?

Ne hissetmiştiniz ilk öpüşmenizde peki?
Islaklık, tiksinme, bu neydi şimdi bakışı, şaşkınlık, panik….
Yoksa yanaklarınız al al mı olmuştu ilk öpüşmenizden sonra?
Belki de Utanıp, sıkılmışsınızdır ‘ben ne yaptım’ diye…
Yoksa gizli bir heyecan dalgası mı sarmıştı sizi , kalp atışlarınızın ritmi hızlanmış, kan dolaşımınız artmıştı..

Peki ilk ne zaman öpüşmüştünüz?
Üniversite yıllarında mı ?
Yoksa lise çağlarında mı?…

Sahi lise yıllarınız nasıldı?
Sizi bilmem ama benimki gerçekten çok güzeldi.
Düşünsenize yuvadan beri süregelen insanlarla liseyi bitirdiğinizi.
Küçük ama Türkiye’nin en önemli sanayi devinin olduğu bir sahil kasabasında büyüdüğünüzü.Ailenizin bütün arkadaşlarınızı tanıdığını ve ‘anne, Aslılarda kalabilir miyim? ‘sorusuna tereddütsüz ‘evet ‘yanıtını aldığınızı.
Daha 5.sınıftayken sinemaya arkadaşlarınızla gittiğinizi, sporla iç içe bir yaşantınız olduğunu, okul basketbol maçlarını…

İlk hoşlandığınız oğlanın adını hatırlıyor musunuz peki?
Ben hatırlamıyorum çünkü kasabamıza kamp için gelen milli voleybolculardan biriydi.Kek gibi süslenip püslenip, antrenmanlarını izlemeye giderdik.
Hay allahım ya aklıma geldikçe gülerim hala.
13 -14 yaşlarında olmalıydım voleybolcuda tahminen 18 -19 filan..Hepimizin gözüne kestirdiği oyuncular vardı, ben 9 numaradan, Tuba 5 den, Aylin 6 dan.....
Güzeliz ya onlarda bizi saha kenarında görecekler aşık olacaklar.Hayallere bak.Bütün günümüzü onlar hakkında konuşmalara adardık baktı bakmadı, yok kesin hoşlanıyor diye…Sonrası ise büyük bir hüsran!!!
Hiç birimizle konuşamadan gittikleri için… Avcumuzu yaladık!

Lise yıllarınızda nasıl bir öğrenciydiniz peki?
Yaramaz, çalışkan, tembel, silik…
Ben yaramazdım hem de çok.Üstelik çok da çalışkan sayılmazdım.Zora gelince geçenlerden biriydim yani.Ama hayatımı kabusu çeviren bir ders vardı:Müzik.
Ciddi anlamda kabustu benim için.Seçmeli olana kadar her sene bütünlemeye kaldım.Sesimin kötü olduğunu kabul ediyorum, detone ve berbattır ama asıl berbat olan müzik hocası Gülay’dı.Tepiniyordu ‘kalacak’ diye de kocası ise’saçmala Gülay geçsin işte ne istiyorsun bu kızdan’ laflarıyla ikna etmeye çalışıyordu sınavlarda.Allah gençleri öyle hocalardan korusun.
Milli felaket Gülay!Yıllar sonra karşılaştığımızda sizi tanımıyorum dediğim tek insan.

Siz popüler bir öğrenci miydiniz peki?
Hani her okulun gözdesidirler. Hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından pek beğenilirler.
Konuşmak, arkadaş olmak için can atılır her ortamda olması istenilir.İşte bu gözde öğrencilerden biri miydiniz?Düşünüyorum da biz komple öyleydik galiba.Aramızda en çalışkanımız, en güzelimiz, en vericimiz, en …, en lerimiz olmasına rağmen hepimiz birer yıldızdık aslında.
Beraber eğlenir, beraber yaramazlık yapar, kimsenin dışlanmasına izin vermeyen bir gruptuk.Çünkü hepimiz birbirini 5 yaşından beri tanıyordu.

Lise yıllarının bana verdiği en güzel şey de dostlarım..
Hala görüştüğüm farklı hayatlar yaşasak da bir araya geldiğimizde tekrar çocuk olduğumuz , koca kazık olarak hala yaramazlık peşinde koştuğumuz üstelik bizim bu tuhaf durumumuzu eşlerimizin, sevgililerimizin bile anlayamadığı ama artık alıştıkları bir dostluktan bahsediyorum.İçimizde kıskançlık duygusu olmayan, kimsenin birbirine kendini kanıtlamaya çalışmadığı, uzun yıllar görüşmesek de buluştuğumuzda tekrar aynı noktadan devam edebildiğimiz , hala aynı şeylere güldüğümüz, ama asla birbirine amma güzel kadın ya da amma çekici erkek diye bakamayacağımız bir arkadaşlık bizimkisi.
Ciğerimizi bildiğimiz bir arkadaşlık hatta.

Konu nerden nereye gitti değil mi?
Dün akşam izlediğim ‘Gerçek Öpücük ‘filminde kabahat .
Bana bunları yazdırdı işte...


Itır Arayıcı

Not:Resim Allias dizinden Jennifer Gardner, Michael Vartan.

 
Toplam blog
: 50
: 2013
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Eski reklamcı, hatta her daim reklamcı, geyik, kokoş, alışverişkolik, biraz uçuk, bir zati-muhteremi..