Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '14

 
Kategori
Danışmanlık
 

Sizce sorun ne ?

Benim eski otelimde her şey süperdi. Benden önceki müdür sadece oturmuş, eli cebinde gezmiş sanırım. Bu işler böyle olmaz, operasyonu adam etmem lazım. Bunun için de bana …. bunlar lazım… Böyle otelcilik mi olur? Ne yapmışsınız siz?

Ülke olarak sıklıkla duyduğumuz bir söylem bu. Hatta enkaz devralma edebiyatı olarak biliyoruz bu yaklaşımı. Neden sıklıkla duyuyoruz? Çünkü işletmelerimizin çoğu sistemsiz, özellikle bir de hizmet sektörü olunca sistem kurmaktan insanlarımız korkuyor.

Yatırımcı işletme otelini Genel Müdürü’ne emanet ediyor, o da takımı ile faaliyetlerini yürütüyor. Peki her Genel Müdür değiştiğinde veya her departman müdürü değiştiğinde otelin konsepti, işleyişi, misafire bakış açısı değişirse nasıl bir başarı bekleyebiliriz. Sürekli bir değişim ancak işletmenin standart bir işleyiş olmadığı için bazen ileriye doğru, bazen geriye doğru.

Her gelen enkaz devraldığını ve harikalar yaratacağını anlatıyor uzun uzun.. Ancak yatırımcılar artık bunlara pek inanmıyor.

Otellerimiz güzel, yöneticilerimiz harika. Peki işletmelerimiz de sistem var mı?

Bölgede ki tesislerin kaç tanesinin; politikası belirlenmiş, genel ve süreç hedefleri operasyona uygun olarak ölçülebilir olarak oluşturulmuş, sürekli takipleri yapılıyor, organizasyon şemaları hazırlanmış ve kişiye göre pozisyon değil pozisyona göre istihdam yaratılmış, Süreçleri belirlenmiş ve dokümante edilmiş, operasyonla bire bir örtüşüyor,

Yani bir marka manueli oluşturulmuş, standartları belirlenmiş, her gelen müdüre göre değişmeden ayakta durabiliyor?

Bu sorunların yanıtı ülkemizdeki sistemsizliğin nedenini çok net ortaya koyuyor. Her şeyimiz kişiye özel.

Bunun nedeni tabiî ki yine yatırımcı ve yatırımcıyı yönlendiren profesyoneller?

Efendim bu kış odaları yenileyelim memnuniyetimiz artar?

Tabakları çanakları yenileyelim, en son model cihazlar kullanalım,

Ses, ışık son sistem olsun, bu sene yeni alacarte yapalım, şöyle peyzajı düzenleyelim, bitkileri uzak ülkelerden getirelim bakın her şey ne kadar güzel olacak? Şöyle bir de yabancı markanın altına girdik mi işler süper olur.

İşletmemize bir sistem kuralım.. Boş ver kim uğraşacak ver parayı alalım belgeyi.

Personelimizi erken işe başlatalım, eğitim aldıralım. Yok ya biz eğitim veriyoruz onlar başka otele gidiyor.

Bağımsız denetim hizmeti alalım. Alalım ama en ucuzu olsun bizi de fazla üzmesin.

Kendi markamızı yaratalım, geleceğimizi yaratalım.. Ne uğraşacaksın ver yüz bin dolar al bir yabancı marka…

Yani biz taşa, toprağa binaya yatırım yapalım, milyonları oralara harcayalım ancak sisteme, markaya, eğitime, insana yatırım yapmayalım.

Sonra hep birlikte konuşalım, nitelikli personel yok, ülkemizin marka sorunu var.

Her şeyimiz var, son derece lüks ama marka yaratamıyoruz.

Güzel kardeşim sen neye yatırım yaparsan o çıkar karşına, insana değil taşa, sisteme değil bahçeye, markaya değil binaya yatırım yaparsan sonunda elinde kalan da taş olur.

Sorunumuz sistemsizlik ise sisteme yatırım yapacağız,

Sorunumuz personel yetersizliği ve niteliksizliği ise eğitime yatırım yapacağız.

Sorunumuz marka ise yabancı markaların peşini bırakarak kendi markamıza yatırım yapacağız.

Sizce sorunumuz ne?

 

 

BÜLENT DOKUZLUOĞLU

YÖNETİM DANIŞMANI

 
Toplam blog
: 24
: 1292
Kayıt tarihi
: 11.02.10
 
 

BÜLENT DOKUZLUOĞLU. 02.03.1977 tarihinde doğan Bülent Dokuzluoğlu ilk, orta ve Lise öğr..