Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '12

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Skalatik hayatlar: Rengin kadarsın - pembe & siyah - Ferhan Petek - Köşem Sultan ®

Skalatik hayatlar: Rengin kadarsın - pembe & siyah - Ferhan Petek - Köşem Sultan ®
 

Rengin Kadarsın

Çakrasını aurasını bilmem. Doğum gününden yılından ayından tahmin de yürütemem. Ama bir insanın gerçekten sevdiğini söylediği rengin onun yaşam rengi olduğunu anlayabilirim. Etiketini yapıştırır aksini söylettirmem bile.
Birine en sevdiği renk sorulduğunda, eğer anı geçiştirmek için, ilk aklına gelen rengi söylemiyorsa, sevdiği rengin aslında onun rengi olduğunu, sadece sevdiği değil yaşadığı renk olduğunu anlarsınız. Ya da anlamalısınız. Renklerin anlamı, tanımı gerçekten önemlidir. Çünkü seçtiği renkten yeri gelir bir katil bile kendini ele verir.
Tespiti çok zor görünür ama en olmadık anda renk kendini belli ediverir. Herhangi bir ortamda, umulmadık bir mekânda, beklenmeyen bir vesaire de hatta belki de bir gün telefonda. Ama her şeyden önce renkleri bilmek gerek.
Her insan bir renktir. Ve azıcık bir açıklamayla bunu ispatlamak son derece kolaydır.




Skalatik hayatlara:

Pembe Toz Bulutları: Çok fazla övünmemekle birlikte, insanın hayatında muhtemelen sadece bir kez görebileceği gerçek bir pembe insanını çok yakından tanıma fırsatım olduğunu söyleyebilirim. Birkaç küsur yıllık hayatımda; anladım ki; pembe olunmaz doğulurmuş. Ve ne kadar farkına varsan da sonradan değiştirmesi zor bir renk. Seçimi kolay, yaşaması zevkli ama sürdürülmesi imkânsıza en yakın renklerdendir. Bu yüzden yol yakınken bırakmak gerekir. Eğer doğru zamanda bırakamazsan son nefesine kadar pespembe kalır,  ne kendini tanıtabilir ne derdini anlatabilirsin.  Ama madem pembe yaşayacaksın o halde kurallarını da bilecek, uygulayacaksın.
Bir pembe her renkle anlaşamaz mesela. Hatta neredeyse hiçbiriyle. Ancak farklı renklerle dönem dönem anlaştığını zanneder sonra zamanı gelip de rengin son kullanma tarihi geçince enteresan denilebilecek bir olayla bu yakınlaşma son bulur. Ömür boyu anlaştığı rengi bulma çabasıyla geçer gider. Çünkü her denediği renk bir öncekinden farklı zanneder. Kendi dışındaki renkleri birbirinden ayırt etmekte zorluk çeker. Yolun ortasında da der ki, madem durum bu o halde ben de kendi rengimle aynı olanları bulayım o da olmadı kendim kendime devam etmeyi kolaylaştırayım. Kendine –sanki çok gerekliymiş gibi- kocaman bir doğrular listesi yapan pembe bu doğrulara uyacağım diye kendini paralar ve yolun ortasına yaklaştığında görür ki bu doğrular sadece kendine aittir.  Ne ömür boyu keyif alarak sürdürebileceği bir işe karar verebilir ne doğru adamı seçememe konusundaki istikrarından vazgeçer. Pembe dediğin seçmez seçilir. Ama yaşadıklarını seçme şansı olduğunun farkındadır. Ki renginin tek olumlu yönü de budur. İnsanları seçemez çünkü bu konuda kötüdür ama her insan gibi yaşayacaklarını önceden tercih eder ama diğer renklerden tek farkı bunun farkındadır.
Her renk işi dener ama hiçbirinde duramaz. Her yerden, herkesten, her şeyden gider ve hep arkasında bıraktıklarını suçlar. Aslında içten içe bilir, tek sorun sadece kendidir ve aklındaki tüm soruların tek cevabı da yine kendidir.
Tabi bu renklenme durumunun erkeği ve kadını da ayrıdır ama bu ayrım pembe de çok geçerli değildir. Zira pembe erkeği deyince aklınıza ilk gelen şey doğru olan şeydir. Yani bir erkekten bahsediyorsak aynı cümle içinde pembe kullanmamız çok gerçekçi olmayacaktır.
Kırmızıyla beyazın karışımı olan pembenin insani karışımı da aynıdır. Daha sonraki adımlarda detaylarıyla bahsedeceğimiz kırmızı ve beyaz rengi insanları toplayıp bir pembe insanı elde edebiliriz. İçinde biraz beyaz biraz kırmızı olan insan anca bir kadın olabilir zaten. Yani tam anlamıyla bir pembe tüm masumiyetiyle gerçek bir kadındır ama dişiliği kırmızının ne kadar katıldığına bağlıdır.
Tabirinin caiz olduğu kadar diyebilirim ki, ben bu pembenin, olası yaşayacaklarından, muhtemel anılarından ve başına gelebilecek her türlü ihtimalden koca bir kitap yazabilirim. Hatta sıksam tüm renklerden birer kitap çıkarırım. İmkan versinler her renkten ayrı bir fenomen bile yaratırım.
Renkli kalın ama doğru renginizi seçtikten ve bu renkten emin olduktan, tüm ömrünüzü o renk olarak geçirmeyi göze aldıktan sonra..





Skalatik hayatlar volume 2

Siyah Noktalar, Delikler ve Diğerleri: 

Siyah dendi mi insanın içi kararır. Oysa siyah bilinen karamsarlığın yanında, asalet ve uyumluluğun simgesidir. Siyahlar asi olur sanılır. Mağrur ve ukala olduğu, yalnızlığını kendi seçtiği düşünülür. Oysa siyah tam bir “ben de varım” insanıdır. Uyum sağlamadığı renk yoktur ama işine geldiğinde –mış gibi yapabilme konusunda çok iyi olduğundan, anlaşamıyor-muş gibi yapar. Kendini kaptırır bazen ortalama bir aşka, kendi oluşturduğu yüksek dozdan bunalıp vazgeçip içine döner aniden. Ne partneri takip edebilir bu hızı ne kendi. Bu haliyle de halk dilinde; ya çapkın olur erkeği ya da dişisi tam bir hoppa.  
Agresif görünen siyah aslında yine bilinenin aksine doğru rengine denk geldiğinde tatlı mı tatlı, şirin mi şirin olur. Hayatı boyunca rengârenk desenler ekler kendine. İnsanların hayatından gelip geçen farklı renkler olmaktansa, farklı insanların farklı renklerini katar bünyesine. Tüm renklerden birer parça tutar içinde. İlk gençliğinde ne yapacağını bilemez halde dolanır ortalıkta. Rengini seçmiştir ama nasıl kullanacağını, bu renkte nasıl yaşayacağını bilmez. Kırmızıya yönelir hata yapma çağında. Kırmızı siyaha yakışır diye bilindiğinden o da öyle zanneder. Yanıla yanıla uya bozula akıtır zamanı. Her şekle sokar kendini. Onu da dener buna da gider. Bazen bu uğurda maymun olsa başkalarına ait materyallerle kendini çoğaltmaya çalışsa da tek yaptığı sadece olabilme ihtimali zamanla yok olan kendinden uzaklaşıp, özentiliğe doğru huşu içinde ilerlemektir.  Tabi bu durum ilk gençlikten tamamen uzaklaşana kadar sürer. Sonrasında yavaş yavaş ve yakınlarında var olan etkilerle değişecek ve kendi tepkilerini oluşturarak büyüyecektir. Bir siyah oluşana kadar geçirdiği süreç yaşarken kendini zorlar ama sonrasında hem kendi hem de onu gerçekten tanıyanlar tarafından sonsuz güven duyulacak kadar sağlamlaştırır. Rengi seçmek kadar onu doğru beslemenin önemi de en çok siyahta belli eder kendini. Her durumda yufka yüreklilikle soğukkanlılık arasındaki dengeyi her geçen an daha da iyi koruyan siyah, zamanı geldiğinde öğrenmeye her zaman hazır bir çocuk yeri geldiğinde geçen yıllardan alabileceği her şeyi almış bir bilge şeklinde görünebilir. Yaşı kaç olursa olsun.

Karamsarlığın zorla çağrıştırıldığı renk aslında umuttan göründüğü kadar uzak değildir. Her an dolmaya hazır bir boşluğa ve gereğinden fazla ve lüzumsuz olanı bünyesinde barındırmayacak kadar yeterli bir doluluğa sahiptir.  Yeterince siyah olursa ömrü boyunca gerek duyacağı kadar siyah kalabilir…

 Köşem Sultan ®

http://www.facebook.com/pages/Ferhan-Petek/40815501931

https://twitter.com/#!/Fername

 
Toplam blog
: 56
: 358
Kayıt tarihi
: 18.06.12
 
 

Köşem Sultan Ferhan PETEK kimdir ki ? Yaşı olmayan kadın. Kendi yaşar, kendi yazar, kend..