Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '09

 
Kategori
Trafik
 

Sn. Fatih Çekirge'ye açık mektup

Aşağıda okuyacağınız metin 06 Ağustos'ta Sn. Fatih Çekirge' ye aynen (aşağıda tek bir cümleden iki kelime çıkarıldı o da Sn. Çekirge bir cevap yazmadığı için) mail olarak gönderildi. Beklediğim gibi herhangi bir tepki alamadım. (Tabi ki böyle bir zorunlulukları da yok üstat yazarların.) Sizlerden ricam bu mektubu sonuna kadar okuyun ve lütfen yorumlarınızı yazın. Kadın okurların çok tepki göstereceklerini tahmin ediyorum. Bu nedenle sonuna kadar ve olası ölçüde dikkatle okumalarını rica ederim.

" Sn. Fatih Çekirge öncelikle iyi günler dilerim,

Lütfen bu yazıyı sonuna kadar okuyun ve lütfen sütunlarınızda yayınlayın. Bu gerçekten çok önemli benim için. Görüşlerimi çeşitli ortamlarda duyurmaya çalışıyorum ama bizim gibi sıradan vatandaşlar için geniş kitlelere ulaşma şansı çok az. Ve sanırım yazacaklarım hiç değilse sizin yazdıklarınız kadar mantıklı ama standart dışı bir yaklaşım. Köşenizde bu farklı bakış açısı ile tartışma açılmasını çok isterim. Ama lütfen özetlemeyin yazımı. Bir defa farklı olduğunu sandığım bir vatandaşa üstat bir yazar tam yer versin. Nasıl olsa tüm köşeler sizlerin. Benim gibi azınlığı istediğiniz kadar –tabi muhatap almayı lütfederseniz- eleştirebilirsiniz daha sonra.

Sn. Çekirge aşağıdaki alıntı sizin 3 Ağustos tarihli yazınızdan.

“ 6 AYDA 1911 kişi öldü. 87 bin 995 kişi yaralandı. Yalnızca haziran ayında 145 kişi öldü. 19 bin yaralı var... Kan gövdeyi götürüyor. Trafik katliamı bu...

Ben bu kanlı tabloya bakarken zihnimde başka bir soru büyüyor.

Bilmem acaba bu sorunun cevabını verecek bir araştırma var mı:

Soru şu:

- Bu trafik kazalarına karışan sürücülerden yüzde kaçı kadındır?..

Yani 6 ayda 145 bin 330 trafik kazası olmuş. Bu kazalara karışan sürücülerden kaçı kadındır?

Bir başka soru:

- Kadın sürücülerin ölümlü kazalardaki oranı nedir. Maddi hasarlı kazalardaki oranı nedir?

Hiç araştırmayın...

Bu kanlı kazaların, bu ölümlerin, yüzde 99'unda erkek sürücü vardır... “
Sayın Çekirge sizler gibi insanlar böylesine yazmamalılar. (Bu cümleden çıkarım yapıldı.)

Sayın Çekirge iyi sürücü olmak ile kazaya az karışmak ve/veya karışılan kazanın daha az hasarlı ve/veya daha az ölümlü olması farklı kavramlardır. Eğer bireysel ve/veya cinsel ayrım bazında iyi sürücülük için kaza nicelik/nitelik ilişkisini ölçüt yapar ve düz mantık yürütürseniz en efsanevi F1 pilotlarından Aryton Senna ve Michail Schumaher dünyanın en kötü sürücüsü –Senna duvara çarpıp öldü , diğerinin vukuatları ise saymakla bitmez –ki içinde kasıtlı çarpma bile var- kabul edilebilirler. Cidden kısa adlandırma ile Schumi Villenevue’ e çarpması –kazası değil bakın- için ceza aldı ve şampiyonluğu o yıl kaybetti. Ama hiç kimse kazada ölen Senna’ ya da, Schumi’ ye de kötü sürücü demiyor. Tersine efsane diyorlar.

Sayın Çekirge öncelikle önemli olan kavramın arabayı yürütmek değil kullanmak olduğunu anımsatmak isterim. Arabayı kullanmak ise öncelikle ve en kısa tanımla o araca her ortam ve koşulda hükmederek her manevrayı yaptırabilmektir. Hiç duymadıysanız gerçekten şaşacağım “canım sadece park ederken zorlanıyorum yoksa yolda gayet iyi gidiyorum” sözünde yer aldığı gibi düz yolda arabayı yürütmek kullanmak değildir. Ve kadın sürücülerin % 99 ‘ u (aslında daha fazlası da) aracı kullanmazlar, bu sözde yer aldığı gibi yürütürler. Ancak bu yürütme esnasında tamamen aksini yapamadıkları için ve bireysel çıkarları gereği sadece kendilerini düşünüp aracı yavaş kullanarak sayısal anlamda da hasar anlamında da daha az kazaya karışırlar. Önemli olan kadın sürücülerin fiilen kaç kazada yer aldıkları değil, ne kadar kötü araç kullanarak kaç kazanın tetikleyicisi oldukları ve/veya trafiğin ne kadar canına okuduklarıdır.

(Hele de emniyet şeritleride yok edilen bir yolda iyi! bir kadın sürücünün yasaların izin verdiği süratin çok altında giderek kaç cankurtarandaki yaşamı etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü?) (Hemen hemen tüm kadın sürücüler gergin bir ruh hali içerisinde, neredeyse ön tamponu görmek istercesine başları yukarıda sağa sola bakmadan düz ileri giderler.)

Bana göre yazınızdaki ikinci mantık hatası istatistiği yayınlayış biçiminizdir. Çünkü önemli olan sayısal sonuç değil bu sayısal sonucu oluşturan noktalarda o birim zaman diliminde kaç kadın sürücü hangi nitelikli araçlarla vardı ve kazaya karışmadılar, erkekler karıştı bilgisidir. Trafikte her bir birim zaman diliminde, her hava koşulunda ve her bir birim metrede kaç erkek kaç kadın sürücü araç kullanıyor biliyormusunuz ? Eğer yukarıdaki sayıları verdiyseniz mantıken bunları da vermek zorundasınız. Çünkü zaten fiilen bu bir zaman dilimindeki her hava koşulunda ve her bir birim metredeki sürücülerin % 90’ ı erkekse o zaman tersine bir istatistik matematik bilimine de biraz aykırılık olur.

Sayın Çekirge gelelim kısa iyi kullanım tanımından gerçek iyi kullanım tanımına ve erkek sürücülere.

İyi sürücülük, aracınızı, öncelikle çevreyi koruyarak (yani her koşulda en az seviyede karbon salımı yaptırarak), sonra yasalara ve ortama (şehir içi, şehir dışı, virajlı, ıslak yol vb) uyarak, taşıdığınız ve çevrenizdeki insanlara saygılı bir şekilde yumuşak (yani geçtiğiniz her bir birim metrede önceden verdiğiniz kararları uygulayarak ani hareketler yapmadan) ama her koşulda en yüksek hızda –yasal izin verilen- kullanmaktır. İstanbul – Ankara otoyolunda en sol şeritte beyaz Uno’ su ile saatte 70 km ile aracını yürüten bayan hayatı boyunca tamponunu sürtmese dahi benim için bir trafik canavarıdır. Ve kadın sürücülerin mantalitesi % 99, 9 budur. (Bu oranı nasıl veriyorsun derseniz 18 yaşımdan beri yasal olarak araç kullanıyorum -33 yıldır- ve işim gereği inanılmaz derecede şehir içi ve/veya şehirler arası dolaştım, dolaşıyorum.) Peki erkek sürücüler bu tanımda mı araç kullanıyorlar. Hayır Sn. Çekirge, erkek sürücülerin çoğunluğunun kadınlardan tek farkı var. Sadece araçlarına hükmedebiliyorlar. Ama erkeklerinde % 99’ 9 u diğer açılardan yine kötü sürücü. Yani sert araç kullanma, çevreyi dikkate almama, yerli yersiz hızlanma vb vb.

Bu nedenle trafik sorunu ve bu sorunun sonuçlarından biri olan kazalar, 3. köprü, 5. viyadük, duble, triplex yol vb yaparak (hele de çevreyi böylesine mahvederek) önlenemez. Biz, öncelikle üstat yazarları dahil, kadını ile erkeği ile nicelik / nitelik olarak değişip hayatın her alanına farklı bir açıdan bakmayı öğrenmeliyiz.

Bu yazıyı aynen yayınlayacağınıza olan yürekten inancımla size şimdiden teşekkür ediyorum.

Saygılarımla,

Sinan Çakaloz

 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..