Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Nisan '11

 
Kategori
Spor
 

Sn. Ünal Aysal'ın profesyonelliği ve profesyonelleri

Sn. Ünal Aysal'ın profesyonelliği ve profesyonelleri
 

Sn. Ünal Aysal futbolu bilmediği ve bu işi profesyonellere teslim edeceğini ifade eden ve herkesi çok etkileyen bir konuşma yaptı, dün bütün gazetelerde çiçeği burnunda başkan adayına destek ve moral yorumları vardı.

Şunu kestirmeden hemen söyleyelim; futbol ülkemizde herkesin çok sevdiği ancak işine ve kolayına geldiği gibi anladığı bir spor dalıdır.

Bilim bir takım formüller, kabuller, teoriler, varsayımlar üzerinde yaklaşımlar geliştirir. Çok net ve kesinliği tartışılmaz yasaları da vardır. Örneğin Pi sayısını kimse tartışmaz.

Ancak konu futbol olunca çoğunlukla bir belirsizlikler dünyasının içindesinizdir. Özellikle ülkemizin gerçeğidir bu. Belki de dünyada sadece Manchester United’da Alex Ferguson’un iradesinde futbolda bilimden söz edebiliyoruz.

Cebinizde yeteri derecede sermayeniz varsa, bunu çeşitli iş ilişkileri kullanarak daha büyük bir birikime dönüştürmeniz mümkündür, bu başarıdır.

Futbolda cebinizde para olması bunun büyümesine denk düşmez. Bu sizin yapacağınız harcamaların daha da artmasına neden olur. Hiçbir şekilde 1 koyduğunuz 2 lira olmaz. 10 lira veriyorsanız çoğu zaman 40 liralık borçlandığınız anlamına gelir. Üstelik bu 40 lira başarının garantisi de olamaz.

Sn. Aysal tamamen profesyonel bir işadamının konuya yaklaştığı yerden bakıyor. Bunun yanlış olduğunu söylemek asla mümkün değildir. Ancak işe yabancı oluşunun en net belirtilerinden de biridir iyimser düşüncesi.

Galatasaray’da neden Ünal Aysal modeli devreye sokulmuştur?

Camianın içinde bu kadar zaman görev yapmış ve artık yönetimi devralma sırasının geldiğine inanan bunca kişi varken bu görev niçin Ünal Beye layık görülmüştür?

Galatasaray’da 15 yıldır tek bir konu vardır. O da parasızlık! Başka şekliyle yazmamız gerekirse; para bulmaya çalışmak!

Galatasaray’ın bugün yaşadığı bütün sıkıntıların temelinde bu olduğu için öncelikle bir para kaynağına ihtiyaç duymaktadır. Sn. Ünal Aysal’ın her ne kadar bunun aksini iddia etmiş olsa da kendisinden beklenen, en azından etrafındaki destekçilerinin umudunun bu yönde olduğunu tahmin ediyorum.

Burada kritik bir diğer soru, Ünal Bey yönetimi devraldıktan sonra kulübün idari bütün yetkilerini elinde toplayabilecek midir?

Bir işletmenin çalışma konusunu bilmek zorunda değilsiniz, bu işten anlayan birini alır yönetimi devreder, yıl sonunda da bilanço üzerinden kârınızı denetlersiniz. Bu işi emanet ettiğiniz kişi başarılı olamamışsa yeni birini bulur, en geç bir sene içinde arzulanan değeri elde edersiniz.

Futbolda bilançonun başarısı lig tablosunda nerede olduğunuzla ölçülür.

İşte yılların “20.45 aslanı” Adnan Polat’ın geldiği konum bu bilançodaki verilerin dip yaptığı noktadır. Üstelik başkan bu işi çok iyi biliyorken.

İşte temel mesele de buradadır.

Futbolda bilim, doğru ve bilen bir kişi niye bir kurumun, kurumsallığın olmayışıdır. Ancak Galatasaray bir anlamda bu kaosu kendi elleriyle yaratmayı başarmıştır. Sezon içinde tam da bu noktadan yaklaşmıştık, Galatasaray kendi başarılı yönetim ve uygulama modeli anlayışını terk ettiği için büyük krize girmiştir. Şimdi istese de aynı yere dönememektedir.

Sn. Ünal Aysal’ın profesyonelliği ve profesyonelleri bu krizin altından kalkabilir mi?

Bu iş özellikle futbol profesyonel bir yaklaşımla yönetilebilir mi?

Bir model yaratır, başkalarına da ilham kaynağı olur mu?

Bu her şeyden önce bilançonun güncel kârlılığı ile doğru orantılı olacaktır.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..