- Kategori
- Dünya
Soçi Zirvesi, Suriye'nin Toprak Bütünlüğünün Korunması ve Üniter Yapısının Tesisi...

ABD BAŞKANI TRUMP'UN YPG'ye YAPTIĞI SİLAH YARDIMI PİŞMANLIĞI, SÜRECİN İŞLEYİŞİNİ KOLAYLAŞTIRACAKTIR... AMA,TRUMP BU PİŞMANLIĞINDA SAMİMİ İSE...
Bunu nereden anlıyoruz?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika'nın YPG'ye yaptığı silah yardımının nedenini telefon ederek, ABD Başkanı Trump'a sormaya hazırlandığı sırada, Trump'un, Twitter'den yaptığı paylaşımdan anlıyoruz...
*
ABD Başkanı Trup, hatasını itiraf ediyor...
Başkan Trump, paylaştığı Twitter'de şu ifadelere yer vermiş: "Bu sabah(Türkiye saati ile akşam), Ortadoğu'da bana miras bırakılan karmaşık duruma barış getirmeye ilişkin Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile konuşuyor olacağım. Hepsini halledeceğim, ancak bu 6 trilyon dolara ve hayatlara mal olan bir hata. En başından beri oraya girmemeliydik"(1).
Daha sonra, ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yapılan telefon görüşmesinde(Arayan Başkan Trump), "İki liderin, tüm terör örgütlerine karşı birlikte hareket etme konusunda mutabık kaldıkları" belirtildi.
Daha sonra, Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada ise, "Başkan Trump'un, Suriye'deki ortaklarımıza(terör örgütü PYD/YPG) verdiğimiz askeri yardımlarla ilgili bekleyen ayarlamalar hakkında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bilgilendirdi"..
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, ABD Başkanı Trump'un, ilgililere "Talimat verdiğini ve bundan sonra YPG'ye silah verilmeyeceğini, esasen bu saçmalığa daha önce son verilmesi gerektiğini net bir şekilde söylediğini"(2) belirtmiştir...
Türkiye, ABD'nin YPG'ye silah sevkiyatının durdurmasın fazla önemsiyor; ama bu, bana göre, bu fazla bir iyimserliktir... Zaten, bu sevkiyatın durdurulmasını zamanı gelmişti. Çünkü, PYG, silaha doydu. Bölgede silah koyacak yer kalmadı...Depolar; hatta kazılan tüneller bile silah ve mühimmatla doldu...Bu silahlardan, YPG'nin Türkiye'deki kankaları da, büyük olasılıkla nasiplerini almıştır.
Soçi zirvesi öncesinde Afrin'de, YPG'lilerin Amerikan Zırhlı araçlarını kullanıp, ancak rüzgar zoruyla dalgalanan paçavralarıyla gövde gösterisi yapmalarının bir nedeni de budur...Sanki Türkiye ile savaşa hazır olduklarını belirtmek istiyorlar...
*
Öngörüm:
ABD ve Türkiye arasındaki iyi niyete dayanan bu karşılıklı söylemlerin ve YPG'nin yaptığı bu ABD destekli bu gövde gösterisinin, "Türkiye'nin Afrin'e müdahalesini geciktirmek / önlemek ve sorunun çatışmasız ortamda "siyaseten" çözülmesine ortam hazırlamak" olduğu da düşünülebilir.
Aslında, Türkiye(Erdoğan), Rusya(Putin) ve İran(Ruhani) birlikteliği ile gerçekleştirilen Soçi Toplantısı'nın da asıl amacı, bu değil midir?
Barış için, "çatışmasız bir ortam" gerekli değil midir? Bu nedenle, ben de bu "siyasi sürecin", herhangi bir terslik oluncaya kadar Türkiye, Afrin'e düşündüğü müdahaleyi askıya alabilir...
Şimdi, birkaç gün geriye dönelim...
*
- Önce Soçi Zirvesinden önceki ikili görüşmelerine kısaca değinelim...
Soçi Zirvesi öncesinde Erdoğan ile Putin arasında birkaç kez, Erdoğan ve Ruhani arsında ikili görüşmeler yapıldı. Bence, bu görüşmeler, Soçi'de alınacak kararların bir antrenmanı şeklindeydi; ama Putin ile Esad arasındaki ikili görüşme biraz farklı idi.
- Esad ile Putin arasındaki ikili görüşme 20 Kasım'da(Zirve'den 2 gün önce) gerçekleşti. Bu görüşmede, Putin, Esad'ı cihatçılara karşı verdiği başarılı mücadeleden dolayı tebrik etti. Esad da, "Rusya, siyasi uzlaşmanın temelini attı" diyerek karşılık verdi
- İki lider de, 6 yıldır süren Suriye iç savaşında sona yaklaşıldığında mutabık kaldılar ve artık Suriye'de siyasi çözüm sürecinin başlatılması gerektiğini vurguladılar(3)
Ben, bu ikili görüşmeden; Esad'ın, "Soçi Zirfesi'nin, sanki Putin'in inisiyatifinde başlayacağını ve burada alınan kararların, Suriye lehine yönlendirilmesinde Putin'in etkili olacağını düşündüğünü" anladım...
- Suriye Devlet Başkanı Esad, Erdoğan'ı ve Ruhani'yi fazla önemsemiyor...
Esad, arkasını Putin ve ABD'ye dayandırmış gibi...
Erdoğan'ın, baştan beri Esad'ın Suriye'nin başından gitmesini istemesi; Ruhani'nin de özellikle mezhebi çıkarlar peşinde görülmesi gibi nedenler Esad'ın, Putin'i onlara tercih etmesine yol açmış olabilir...
Suriye'de "siyasi çözüm" sürecine giderken, Şosi Zirvesi'nde alınan kararlar muhakkak ki etkili olacak; ama, sona giderken başrolü ABD, Rusya ve Suriye oynayacak gibi görünüyor...
- Bana göre, bu süreçte, Türkiye(Erdoğan'ın), Suriye'deki çok taraflı iç savaş başında Suriye Devlet Başkanı'nı dışlamasının ve onun Suriye'nin başından gitmesini istemesinin sıkıntısını yaşayacaktır...
Türkiye, Rusya ve İran, "bu yaşananlar ve değerlendirmeler ile" Soçi'de toplandılar ve hem Suriye'nin geleceğine hem bölgenin istikrarına ve hem de kendi çıkarlarına uygun kararlar aldılar..
*
SOÇİ TOPLANTISI VE ALINAN KARARLAR
22 Kasım 2017 günü, Soçi'de bir araya gelen Erdoğan(Türkiye), Putin(Türkiye) ve Ruhani(İran) görüşmesinde ya da toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD/YPG konusunda uyarı yaparak, çekincesini bildirdi. Yakın bir gelecek zamanda "Ulusal Diyalog Kongresi" toplanmasını ve Suriye toplumunun tüm kesimlerinin, bu Kongre'ye katılması konusunda mutabakata varıldı(4).
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soçi'deki üçlü zirveden dönüş yolunda kendisini izleyen gazetecilere, Suriye'nin geleceği için iki hedefe odaklandıklarını belirtti(5):
1- Yeni bir anayasanın yazılması
2- BM gözetiminde adil ve şeffaf olarak seçime gidilmesi
Suriye için yeni dönemde öngörülen modeli de şöyle tanımladı:
1- Toprak bütünlüğünün korunması
2- Üniter devlet
3- Siyasal çözüm
Son olarak da, Soçi'de verilen kararın, "Temel amacının, Suriye halkının kabul edeceği kalıcı ve muteber bir siyasi çözüm" olduğunu belirtti.
*
ALINAN BU KARARLARIN UYGULANMASI NASIL OLACAK?
Devletlerin ve hükümetlerin, özellikle dış siyasetlerini, coğrafi konumlarının dayattığı istikametlere yönlendirmeleri gerekir. Bu nedenle devletlerin, iç ve dış siyaset konularında verdikleri kararın sağlığı, jeopolitik hassasiyetlerine uygun olup olmadığı ile belli olur.
Jeopolitik'de, önemli bir kural vardır. Bir ülkenin sınırdaş komşuları, o ülke için "etki alanı"; sınırdaş olmayan, bir sonraki ülkeler de "ilgi alanı" içinde mütalaa edilir.
Bu kurala göre, konumuz olan bölge için söylüyorum; Suriye, Irak, İran, Türkiye'nin "etki alanı" içine giren ülkeler; Rusya ise "ilgi alanına" giren bir ülkedir.
Bölgede, çıkar kovalayan Amerika ise, Türkiye'nin "ilgi alanına" dahi giremeyecek" kadar uzakta "dış kapının dış mandalıdır"...
Yani, Suriye dahil, bölgedeki ülkelerin hiçbirinin geleceği konusunda söz hakkı olmayan bir ülkedir...
Belki de bu nedenle, Amerika ne "Astana " ne de "Soçi" sürecine dahil edilmemiştir... Doğrusu da budur...
Çünkü, "Suriye'deki gelişmeler, Rusya ve İran açısından bakıldığında daha çok 'milli çıkar' konusuyken; Türkiye için ise 'milli güvenlik' meselesidir"(6).
*
SONUÇ...
Türkiye'ni bu siyasi süreçten beklediği, açık ve nettir...
Suriye'nin toprak bütünlüğü korunması; Kuzey Suriye'de, Türkiye sınırlarına bitişik, hangi ad altında olursa olsun, "düşman devletlerin "oluşturulmamasıdır...
Bu süreçte, Türkiye'yi sıkıntıya sokacak tek şey, yukarıda da vurguladığım gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, baştan beri Esad'ı,Suriye'nin başında görmek istememesidir...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, bu sıkıntıyı nasıl atlatacağını merak ediyorum...
cdenizkent
---------------------- :
(1) Hürriyet.com.tr>> DÜNYA>>Haber>> 24 Aralık 2017
(2) Sabah Gazetesi, "Trump: YPG'ye artk silah verilmeyecek", 25 Aralık 2017
(3) DW Made for mind>> Gündem>> Dünya>> "Putin, Erdoğan öncesi Esad'la buluştu", 21 Kasım 2017
(4) Milliyet.com.tr >> Siyaset>> Haber>> "Terörist unsurlar süreçten dışlanmalı", 23 Kasım 2017
(5) Erdal Şafak, Sabah Gazetesi, "Suriye'de yeni dönem üç sütunda yükselecek", 24 kasım 2017
(6) Sabah Gazetesi, Perspektif, Necdet Özçelik / SETA, "İlkeler, öncelikler, riskler ve süreç ekseninde Soçi Zirvesi", 25 kasım 2017