- Kategori
- Futbol
Soğuk Savaş

Bu sene Barcelona'nın La Liga'da ne denli başarılı bir performans gösterdiğini hepimiz biliyoruz. Dün akşam Kadıköy'de izlediğimiz Fenerbahçe de kalecisinden santraforuna kadar kusursuz bir oyun ve mücadele ortaya koyarak adeta Barcelona'nın Turkcell Süper Lig'e yansıması oldu.
Aynı Fenerbahçe'nin geçen hafta İBB karşısında sahada sürünmesi ancak dün maçın ilk dakikasından sonuncusuna kadar "savaşması" oldukça manidar. Evet, Deniz ile Semih'in takıma katkıları ve Emre'nin performansı yadsınamaz ancak son 2 maç arasındaki dağlar kadar farkı sadece bu nedenlere bağlamak çok sağlıksız bir yorum olur.
Kanımca Fenerbahçe'de Aragones ile futbolcular arasında bir "soğuk savaş" yaşanıyor. Zira geçen hafta ortaya konan silik futbolu izlerken aklıma futbolcular bunu bilinçli mi yapıyorlar sorusu gelmişti. Dünkü maçtaki müthiş arzu da hemen hemen aynı şeyleri aklıma getirdi, “futbolcular belirli bir tavır içerisinde”. Ayrıca ilk golün ardından Aragones'in karşısında yedek oyuncularla birlikte tüm takımın kucaklaşması da bu teoriyi sonuna kadar destekliyor. Bu noktada futbolcuların mesajı çok açık: 'Biz Aragones'i istemiyoruz, zaten onun takıma katkısı da yok zira geçen hafta yenilen de bu hafta 7 gol atan da biziz.” Elbette dün sahada Güiza, Maldonado ve Josico'nun olmaması bu futbolcuların da birer itilaf gücü olarak görüldüğü anlamına gelebilir.
Sonuçta Fenerbahçe'de işler iyi ya da kötü oyundan ziyade iyi ya da kötü oynamak istenmesi ile ilgili. Bu tutumun doğru mu yoksa yanlış mı olduğu tartışılır ancak sezon sonunda üst sıralar hedefleniyorsa bu savaşın acilen futbolcular lehine sonuçlanması gerekir.