Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '09

 
Kategori
Deneme
 

Sokak çocuğu

Sokak çocuğu
 

Üşüyen elinin tersi ile akan burnunu sildi. Bu hareketi az önce burnunun ucunda parlayan sümüğün yüzünün bir yarısını kaplamasına neden olmuştu. Elinin tersini üzerine silerek, yanındaki sürekli sızlanan ufaklığa baktı.

-Tamam ulan ağlama artık dedi.

Daha 12 yaşındaydı ama hayatın tüm acımasızlıklarıyla başbaşa kalmıştı. Üstelik 7 yaşındaki bir veletle.

Çocuğa doğru baktı. İçini bir sıcaklık kapladı. ’Ne kadar ayak bağı olsa da seviyorum lan bu şerefsizi diye geçirdi içinden’ Nasıl sevmesin ondan başka kimsesi yok tu ki?


Annesi öleli daha birkaç ay olmuştu. Babası zaten varla yok arasıydı. Ne zaman görse zihni kullandığı ucuz uyuşturucular nedeni ile bulanık bir halde idi.

Ufaklığın avuçlarını kendi küçük avuçlarının içinde tutsak ederek dudaklarına götürdü. Derin bir nefes aldı ve sıcak nefesini çocuğun üşüyen ellerine üfledi.

Arkadaşı; ufaklığın ensesine ufak bir şaplak indirdi

-Ne oldu lan yine mi zırlıyosun?

-Napsın oğlum. Üşüyo işte çocuk. Görmüyomusun işemiş.

Arkadaşı yerde bulduğu sigara izmaritini ufaklığın ağzına dayadı.

-Çek lan bi tane ısınırsın.

-Bırak yaa, o ne kadar ısıtacak ki. Üstünü kurutmamız lazım.

Umutsuz bir şekilde omuzunu silkti

-Ama nasıl? Bir yerden biraz odun çalsak

Arkadaşı parlak bir fikir bulmuşçasına sevindi.

-Buldum lan, buldum. Pazar yerinde tahta meyve sandıkları görmüştüm.Onları alacağız.

Sevinçlendiler. Nihayet biraz olsun ısınacaklardı.

İnsan sokak çocuğu olsa bile mutlu olacak bir şeyler bulabiliyordu.

 
Toplam blog
: 92
: 830
Kayıt tarihi
: 28.02.08
 
 

Biraz kül, biraz duman o benim işte... Öyle dedim diye olayı arabeske bağladığımı sanmayın çabuk sön..