Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sokaktan sesler

Sokaktan sesler
 

Gülsün Karamustafa internetten,


Bir akşam üzeri Kadıköy Pendik minübüsüyle eve geliyorum. Pazar yeri yakınından geçerken bir kadın minübüsün önüne attı kendini, şoför ustalığıyla durabildi Allah’tan “Napıyosun sen teyze? Attın kendini arabanın önüne”dedi. Şoförün sözünü duymazdan gelerek, “Dur evladım dur” deyip hızla geriye dönüp, yolun kenarına bıraktığı  Pazar arabasını minübüse doğru adeta savurarak çekti.
 
Kapıya yakın oturan kadına “Tutuver  şunu  tutuver” dedi yüksek sesle en yakındaki yolcuya, O'da  Pazar arabasını tutup çekti minübüsün içine, kendisi tekrar döndü koşar adım gitti yere serilmiş poşetleriyle eli kolu dolu gelerek  kendini  de  attı minübüse,  gösterilen yere oturdu. Başörtüsünün uçula, terini silerken  Kendisine bırakılan sorumluluğun ağarlığından, çocuklarından şikayet ediyordu yüksek sesle,  biraz sonra para vermesi gerektiğini düşünmüş olmalı ki; 20tl çıkardı uzattı şoföre, ineceği yeri söyledi.  “Bozuk yok mu?” dedi şoför herkese yöneltilen rutin soruyla, kimseden ses çıkmayınca,
 
-Yok! dedi kadın. Bozuk param yok,  bi liram var.”
 
Bir lirayı beğenmeyen şoför,  
 
Tekrar geriye doğru seslendi. “Yirmi lira bozukluğu olan var mı?”
 
Önce ses çıkmadı sonra bir kadın,
 
“İki onluk var” dedi ve elden ele gönderdi parayı,
 
Yine olmadı. Bozukluk lazımdı. Bu sefer “On lira bozuk parası olan var mı?” diye sordu.
 
Ses yok,
 
Yine arkadan bir kadın seslendi;
 
“Şoför bey sen al o bi lirayı, teyze sen de bi liranı ver. Senin için bi lira da ben vereceğim” dedi.
 
Ancak  ikramdan hoşnut olmadı. Bir yandan, bir lirayı uzatırken öbür yandan “Yok canım istemem” diyerek  yüksek sesle düşünüyor, belli ki her yönden değerlendirmesini yapıyor,  belli ki yeni çözüm bulmaya çabalıyordu.
 
Bir lirayı gönderen kadın kararlı davrandı. Parayı  elden ele gönderdi. Para şoföre  ulaştı. Çaresiz kendisi de uzattı bir lirasını, 
 
“Napsam ki; ya böyle de olmaz ki canım" dedi kendi kendine, “yüklerim de var da, Yirmi lirayı da  versem olmaz, alt tarafı Şuncacık yol,
 
Ordan  taksiye binsem eve kadar on lira yazardı.” falan  diyerek hababam muhasebe yapıyor, kendi kendine de konuşmaya devam ederken ineceği yere geldiğini, tam sokak girişinde inmesi gerektiğini söyledi..  Binerken yaşananlar tekrarlandı aynı şekilde gülüşler arasında bütün torbaları  yere bıraktıktan sonra tekrar döndü;
 
Aldığı yardımdan ve  yolculuğundan mutlu olduğunu gösteren sevimli ifadesiyle; “Allah hepinizden razı olsun” diyerek ve gülüşünü bize de  bulaştırdıktan sonra hepimizin ağzını kulaklarında bırakarak ,  tıka basa dolu pazar arabası, Pazar arabasına sığamayan sebze meyve torbalarıyla  sokaktan seslere katkı sunan sevgili yol arkadaşımızı  bırakarak yolumuza devam ettik.
 
Şahane bir kız kendilerinden izinli olmadığım için adını veremiyorum. Baba nikah şahidi, kendisi anneyle seyirci koltuklarında, herkes oturmuş gelin bekleniyor. Gelin masasına gelinden önce şahitler sandalyesinden birinde oturan babsına sesleniyor.  "Baba babaaaa sende yanımıza gelsene!" baba "kızım ben burda olmam lazım. Birazdan geleceğim" deyince; şaşkın ve öfkeli bir tonda; " Ne yani sen şimdi bi daha mı evleneceksin!" diyerek salondakileri kahkahaya boğdu. Sen güzel kız hayat sana gülen yüzünden çok ama çok  gülsün dilerim.
 
İki arkadaş  görüşmeye karar verip randevu yerini ve saatini belirliyor.  Buluşacakları yere gitmek üzere yola çıkıyorlar. Daha uzaktan gelen geç kalmamak korkusuyla erken çıkıyor. Öeki de öyle düşünmüş olacak ki; biraz sonra aynı minübüse biniyor. Arkadaşını görmenin ve dakikliğinin mutluluğu ile arkadaşına doğru yöneliyor. Selam veriyor, öpmeye yelteniyor. Öteki tepkisiz, kız şaşkın "Yahu ne oldu sana? neden cevap vermiyorsun? biz aynı yere gitmiyor muyuz yoksa?" diyerek aklına gelenleri sıralarken öteki hala sessiz kolundaki saati gösteriyor. "Ne oldu şimdi?" tekrar tekrar saatin ekranına dokunuyor el işaretiyle kaç olduğunu görmüyormusun gibi bi şeyler yapıyor. "Kız çılgına dönüyor. Bak biz buluşmayacakmıyız? aynı yere gitmiyor muyuz? v.s" Arkadaşını yeterince endişelendirdikten sonra " sana ayırdığım vakit daha gelmedi bu yüzden seninle konuşamam!" diyor. Sokaklar da  acının, öfkenin, kavga, gürültünün yerini böyle hoşlukların yükselmesi dileğimle sokaktan seslere devam edebilmeyi diliyorum.
 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..