Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

28 Nisan '08

 
Kategori
Siyaset
 

Sol-2

Sol-2
 

"Dünyayı, toplumları değiştirmenin en etkili yolu bilgi ve bilginin dolaşımıdır. Hükümet ve hükümranlık mekanizmaları ne kadar iyi tanınırsa, değişim o denli mümkün olur…" Pierre Bourdieu

Sol’un mantıksal tanımı düzeni savunanlar ile değiştirmek isteyenler arasındaki ayrıma dayanır ve ‘solcu’ düzeni değiştirme yanlısıdır. Sağ/ sol kavramları tarihsel; insanların yaşayarak oluşturdukları kategorilerdir.

Çok geniş fikir ve eylem literatürüne baktığımızda “sol” anlayışın siyasi/felsefi çizgisi beş temel üzerine oturmaktadır;
-Demokrasi
-Eşitlik
-Özgürlük
-Ahlak
-Evrensellik
Ülkemizde ise demokratlıkla ilişkisi olmayan yapılanmalar “sol” olarak sunulmaktadır. Yakın tarihimizde ve bugün solda olmadıkları halde kendini solda göstermeye çalışanların iki mantıksal dayanağı olduğunu söyleyebiliriz.

Birincisi pozitivizmdir; 19. Yüzyılda egemen zihniyet olarak tüm fikir hareketlerini etkilemiştir. Bu anlayış tarihin bir yönünün olduğu ve bu yönün ileri doğru olduğu inancına dayanmaktadır. Bu mantıktan hareketle tarihin tek ve doğrusal bir yönü vardı ve bireyin iradi gücü de bu gidişi hızlandırmak veya yavaşlatmakla sınırlıydı. Buna göre tarihin yönü ‘ileriye’ yani ’iyiye’ doğru olduğuna göre tarihi hızlandıranlar iyi adamlar(solcular), ötekiler(sağcılar) kötü adamlardı.

Bu bakışa göre değişim yanlıları otomatik ilericidir. Pozitivizm olarak adlandırılır bu, yüzeysel bir inanç sistemidir; sahte solun felsefi ayak tabanının birincisini oluşturur. İkinci ayak ise “sol”, kavramının mantıksal tanımının esas alınmasına dayanır. Buna göre sadece “sol” düzenin değişimine yönelik talep ve eylemler olup, solcu olmak için değişim yanlısı olmak gerekli ve yeterlidir. “İyi” ve “kötü”nün karşı karşıya geldiği tek eksenli bir dünya algılaması ile birlikte, solun ilericilik, dolayısıyla “iyi” ile özdeşleşmesi gerekmektedir.

Solun mantıksal tanımının esas alınması pozitivizm ile birleşince, artık solcunun, yaşadığı ülkenin somut koşullarının daha özgürlükçü, eşitlikçi, evrenselci, demokrat ve ahlakçı olmak için çaba sarf etmesi gereksizdir. Demokratlık bu şekilde solculuğun ön koşulu olmaktan çıkarılmakta, sanki solculuk demokratlığın ön koşulu haline gelmektedir.

Solun sorunu budur; sahte soldan sıyrılmak. Çünkü yaşadığımız düzende solcu olmak demokrat olmayı zorunlu koşul olarak içermektedir.

Demokrat sol bir pozisyon, ahlaki meşruiyete sahip olmalıdır. Ahlaki meşruiyete sahip olmayan pozisyonlar alternatif üretemezler.

Fırsat eşitliği, gelir dağılımında eşitlik, insan hakları vb. toplumsal yaşama hepsi solun katkılarıdır ve somut mücadeleler ile elde edilmiştir; sol gelenek tarihsel olarak demokrasi ve evrenselciliğin savunulması ve yaygınlaştırılması mücadelesine dayanır. Evrensellik aynı zamanda farklı yerelliklerin bir arada yaşama koşularının yaratılmasını; ademi merkeziyetçiliği içerir.

Solcu düzenin ”somut analizinden” hareketle düzenin alternatifleri üzerine kafa yorandır. Bir düzen değişikliği önermesi olan sol düzenin daha demokrat ve evrensel bir dünyaya doğru olmasını savunur. Evrenselcilik ve demokratlık içermeyen herhangi bir öneriye kendini nasıl tanımlarsa tanımlasın sol demek mümkün değildir.

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara