Sol Referandumda Ne Yapmalı?

Neden mi "Evet"?

Türkiye Cumhuriyeti projesi bir aydınlanma hareketi olmaktan ziyade bir otoriter rejim projesidir. Zaten sorununda ana kaynağı işte tamda bu noktadır. Otoriter yapıyı gözardı edip, var olanın bir demokrasi olduğunu iddia etmek kargaları bile güldüren bir durumdur.

Ortada serbest olduğunu var saydığımız seçimler vardır ama ortaya çıkan iradenin her yandan bir bir ablukasıda söz konusudur. Bunun en yalın görüntüsü, AKP'nin devri iktidarı döneminde pek de öyle iktidarla uzak yakın bir ilişkisi söz konusu olmamıştır diyemeyeceğim ama pek bir hallice savaş vermesi gerekmiştir. Kürt açılımından başlayan geri tepmeler, Alevi açılımı ve diğer açılımların bir bir sekteye uğraması ile tek parti iktidarı olan AKP'nin elinin ve kolunun nasıl bağlı olduğu ortalık yere saçılmıştır.. Ve bizde gözümüzü açarak, bir kez daha tescilli hali ile görmüşüzki, bu ülkenin gerçek yönetenler sınıfı asker ile yargıdır.

AKP pek tabiki büyük sermayedarların partisidir ve statüko ile girmiş olduğu savaşta artık kendi iktidarını isteyen büyük sermayenin direktifleri doğrultusunda mücadele etmektedir. Büyük sermayenin ülke demokrasisine katkısı şüphesizki olacaktır, zira olağan bir burjuva demokratik düzen talebi geçde olsa hayata geçmiş olacaktır. Böylelikle rejimi otoriter hale getiren asker ve yargı gücü zayıflamış olacak ve bu çerçevede sınıflarda konumlarını daha net bir şekilde ortaya koyacaktır.

İşte tamda bu noktada "sol referandumda nasıl bir tavır almalıdır?" sorusu güncel bir soru olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkenin solunu temsil eden kesimlerde ciddi bir kafa karışıklığı var. Bir tarafta 12 Eylül darbesine lanet okurken, diğer bir taraftan rejimin otoriter yanını daha bir güçlü kılan darbe anayasasına sahip çıkmak pek tabiki ciddi bir çelişki oluşturuyor. "Hayır" diyen, mevcut statükocu ve otoriter yapıyı savunmakla kalmıyor, aynı zamanda 12 Eylül anayasası ile bir sorunu olmadığınıda ortaya koymuş oluyor. "Evet" demekse, AKP'ye destek algısı yarattığı için sol çevreleri bir hayli rahatsız ediyor.

AKP'nin artık bir şeriatçı parti olmadığı atmış olduğu tüm adımlarda kendisini alenen göstermiştir.

AKP muhafazakâr liberal bir partidir.

O halde...

Sol için tavır bellidir. Düzenin kendisi ile mücadele etmek. Düzenin kendisi ile mücadele etmek demek, Türkiye'de egemenliği kayıtsız ve şartsız elinde bulunduran asker ve yargı vesayeti ile mücadele etmektir. Asker ve yargının vesayetinde şekillenmiş olan bu düzenin her santimetrekaresinde açılacak bir delik bile sol için önemli bir kazanımdır.

Anayasa değişikliği neyi öngörmekte?

Pek tabiki anayasa değişikliğinin ana hedefi yargının siyaset üzerindeki vesayetinin kısmende olsa zayıflamasıdır. Bir anlamda anayasada yapılmak istenen değişiklikler, vesayetin sarsılmaz kalesi olan yargı gücünün sivilleşme lehine zayıflaması anlamı taşırki, bu durumun pekde tuhaf kaçan bir yanı yoktur ve doğru olanda budur.

12 Eylül günü sol’un yapması gereken en doğru hareketin, rejimin sarsılmaz güçlerinin korku pompalamalarına kulaklarını tıkayarak “Yetmez ama Evet” sloganı ile hareket etmesidir.