- Kategori
- Güncel
Soma madenleri ölümden öteki köydür. Fıtrat ise toplumdaki o köyün adıdır

Soma’lı maden işçilerinin dayanılmaz acıları yüzlerinden, gözlerinden ve sözlerinden akarken söyledikleri bir söz karşısında dona kalıyorum… Çağrıldıklarında hemen madene ineceklermiş… Çareleri yokmuş…
1982 yılında seyrettiğim bir film geliyor gözlerimin önüne… Genco Erkal’ın oynadığı ‘’At ‘’ filmi… Oğlunu yatılı okula vermek isteyen bir babanın acısı üzerine kurulmuş bir film… Baba oğlunun yatılı okula alınması için kendisinin ölmüş olması şartı ile karşı karşıya kalıyor… Oğlunun geleceği ve kendi yaşamı… Bir dramdı… Nasıl sonlandığının önemi yok… Önemli olan bir babaya yaşatılan duyguyu iyi aktarmıştı film seyirciye…
Soma’lı madencilerin durumu da aynı…
Sistemin içinde borçlanmışlar… Ya da bundan sonra borçlanarak bildikleri yaşamı devam ettirecekler… Önlerinde başka seçenek yok… Öyle sanıyorlar…
Evlenmişler borçlanmışlar… Ev almak için borçlanmışlar… Eşya almışlar borçlanmışlar… Araba almışlar borçlanmışlar… Çoluk çocuk için borçlanmışlar…
Kredi almışlar… Kredi kartına borçlanmışlar…
İşte bu borç ödemesinin aksamasında başlarına neler geleceğini çok iyi biliyorlar… Evleri başlarına yıkılacak… Çoluk çocuğun önünden aşları alınacak… Eşleri önünde, toplum önünde ezilecekler…
İkilem işte bu… Ya maden ya rezillik… Rezillik dediğim onları bekleyen borç sarmalının kesin sonuçları…
Madenci işte burada ikilemin adını değiştiriyor… Ya başı dik yaşamak ya da kaderde varsa ölmek…
Hani bazen bir noktaya sıkıştığımızda bağırırız: Ölümden öteye köy var mı?
Soma’da madenciler zaten bu noktayı çoktan geçmişler… Ölümden öteki köye yerleşmişler… Fıtrat toplumun o köye koyduğu isimdir...
Devlet mi, Sosyal haklar mı, sendika mı? Geçin bunları… Onlar hiç madene inmediler daha…