Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '10

 
Kategori
Tarih
 

Sömürgeciliğin keşif kolları ''İngilizler'' –I-

Sömürgeciliğin keşif kolları  ''İngilizler'' –I-
 

Geçen hafta sömürgeciliğin keşif kolları arkeologlar başlıklı bir yazı kaleme almış, o yazıda kısaca Alman arkeologlardan bahsetmiştim.

Bu hafta bu köşeyi İngilizlere ayırdım.

Nemrud’un üç atlısına.

Henry Layard , Gertrude Bell ve Lawrenc’e.

Bunlar Osmanlı topraklarında, özellikle Ortadoğu’da İngiliz ordularının keşif harekatını hazırlayan ve bu işi arkeolojik araştırmalar adı altında bilimsel temele bağlayan üç büyük İngiliz casusudur.

İlk önce Layard’dan başlayalım.

Ansiklopediler onu gezgin, arkeolog, çivi yazısı uzmanı, sanat tarihçisi, teknik ressam, koleksiyoncu, yazar ve diplomat olarak tanımlar.

Bu özellikler arasında Layard’ın arkeolog ve diplomat yönü ağır basmaktadır.

Bunun için ben de burada , diğer özelliklerinden ziyade Osmanlı’nın dağılmasında etkin olan arkeolojik çalışmalarıyla diplomatlığı arasındaki paralellikten söz etmek istiyorum.

Önce diplomasiden ve Osmanlı siyasi tarihinden kısa bir kesit sunmakla işe başlarsak Layard’ın Osmanlı tarihindeki etkisi daha anlaşılır olacaktır.

Sir Henry Layard’ın İstanbul’a Britanya kraliçesinin büyükelçisi olarak tayin edildiği tarih Nisan 1877 tarihine yani tarihlere 93 harbi olarak geçen Osmanlı-Rus harbinin başlangıcına denk gelmektedir. .

Henry Layard’ı Osmanlı dostu, Türk sempatizanı olarak gösteren bir çok tarihçimiz vardır.

Bunların hataya düştükleri nokta, İngiliz diplomasinin inceliklerinden bihaber olmalarıdır.

Diplomaside kişisel dostluklar değil, ülke menfaatleri söz konusudur.

İngilizler hedefledikleri yerleri ele geçirmek için diplomasiyi öylesine ustalıkla kullanırlar ki, masa başından kalkmadan, tek bir kurşun atmadan sömürge yolarlının üzerindeki stratejik noktaları ele geçirirler.

İşte Layard’ın İstanbul’a elçi olarak gönderilmesi de böyle bir ustaca atamanın neticesidir.

Aslında Layard’ın görevi Kıbrıs’ı İngiltere’nin kontrolüne sokmaktır.

Bunun için yıllarca arkeolojik araştırma bahanesi ile Anadolu ve orta doğu’da kazılar yapmış, böylelikle Osmanlı toplumunu tanımış, azınlıkları keşfetmiş, kültürleri öğrenmiş, kısacası Osmanlı ‘nın kendi yöneticisi, askeri, aydını uyurken o, bu toprakların ciğerini okumuştur.

İngiltere’ye döndükten sonra ona verilen ilk diplomatik görev de Kırım Savaşı muhassıllığıdır ki, bu görev bir sonrakine, İstanbul büyükelçiliği görevine bir hazırlık olmuştur.

Kısaca hatırlayacak olursak Osmanlı Devleti, 1853-1856 tarihleri arasında üç yıl devam eden Kırım Savaşı'nda İngiltere, Fransa ve İtalya ile işbirliği yaparak Rusya belasını def edebilmişti. Savaş sonunda 1856 yılında yapılan Paris Anlaşması'yla da Avrupa Devletler Hukuku kapsamına alınarak bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü garanti altına alınmış, böylelikle de 18. yüzyıldan beri gittikçe artan Rus baskısından kısa bir süre için de olsa kurtulmuş idi.

İşte bu anlaşma yirmi yıl sonra gelecek olan Ayestefanos anlaşmasının öz hazırlığı niteliğindedir ve hafızlarımızı yokladığımızda görürüz ki Ayestefanos’ta yani 93 harbinin sonunda Rusların bugünkü Atatürk havalimanının olduğu yere, yani Yeşilköy’e kadar geldiği bir zamanda Devletlü padişahımızın dostu Sir Henry Layard İngiltere’nin İstanbul büyükelçisidir. Ruslar Ayestefenos’a dayandığında Layard padişahımızı sahilde bekleyen İngiliz hücumbotlarından birine bindirerek güvenlik altına almış, bu alış aslında Kıbrıs’ın İngilizlerin kontrolüne alınması anlamına gelmektedir.

Bu girişten sonra gelecek yazıda Layard’ın Osmanlı toplumu hakkında etnik çalışmaları ve onu takip eden dönemde topraklarımızda cirit atan diğer İngiliz araştırmacılar hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz.

Şimdilik kalın sağlıcakla...

 
Toplam blog
: 79
: 717
Kayıt tarihi
: 30.12.07
 
 

1963 K. maraş doğumluyum. Bir kamu üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Muayyen zama..