Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

23 Eylül '12

 
Kategori
Siyaset
 

Son darbe indirildi…

Son darbe indirildi…
 

“Adalet”e inanmayanın akıbeti çörtendir…

“Adalet”i yanlış yönlendirenin de öyle…

Dahası, “Adalet”i uygularken “Adil” olmayın da akıbeti çörtendir.

“ASRIN DAVALARI” diyebileceğimiz üç davadan biri olan ve adına “Balyoz” dediğimiz ve öyle andığımız dava, Cuma günü akşam saatlerinde açıklanan karar ile son buldu.

Şimdi, kararın “Gerekçe” kısmını bekliyoruz. Sonra, hemen her davada olduğu gibi “Yargıtay” sürecini yaşayacağız. İtiraz kademesi olan Yargıtay 9. Ceza Kurulu, bu dosyayı “Acil” olarak inceleyecek, çünkü kişiler “Tutuklu” bulunuyor. Sanırım en geç bir yıl içinde sonuçlanır.

Öncelikle şunu belirteyim, kim “Suç” işlemişse, cezasız kalmamalıdır. Eğer hukukun içinde kalacaksak, çok da önemlidir suçun karşısında ceza almak.

Tek bir koşulu var, suç isnat ettirilen kişi veya kişiler, ADİL yargılanmalıdır.

Her üç davayı da başından beri dikkatle takip ettik ve bugünlere gelerek “Karar” bölümünü de gördük. Beklediğimiz, dediğim gibi kurulan kararın gerekçeleri nedir?

Elbette bunu da öğrendiğimizde daha net konuşmak mümkün olacaktır.

Dava sürecinin içinde, yargılamanın “Adil” olmadığını, ancak “Adaletsizliğe rağmen” sonuçta kalabalık gurup oluşturan sanıklara mutlaka ceza verileceğini söyledik, çünkü görünen köy kılavuz istemezdi.

Öyle de oldu…

Bir başka konu, bu davanın “Siyasi” olduğu idi…

AKP, iktidarını güçlendirmek için bir yerleri, bazı kişileri susturması ve sindirmesi gerektiğine inanmıştı. Kafasının ardındaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yeniden ve kendi düşüncelerine göre yapılandırmaları için zorunluydu.

Birçok yazar, çizer, düşünür, akademisyen ve siyasetçi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ülkedeki “Vesayeti”nden şikâyet eder ve etmeye de devam etmektedir.

Demokrasilerde üç temel kurum vardır…

Yasama, yürütme ve yargı…

Bu üç temel kurum, gücünü “Milletten“ alır, almak zorundadır. Bu düşüncenin dışında bir düşünce “Demokratik” bir düşünce de değildir.

Demokrasinin “Üç Ayağı”nın dışındaki tüm kurum ve kuruluşlar, bu güçlere tabi ve emrinde olmalıdır. Elbette demokrasi yolunda ilerleyeceksek…

Bu dava sonunda bir başka gerçekle yüzleştik…

Yargı, elbette kararı ile konuşur, konuştu da. Yargı aynı zamanda verdiği kararla “Adil” olduğunu kanıtlayacak ve verdiği kararla tüm ülkede inandırıcı olacak.

Elbette verilen karara karşı çıkacaklar olacak, ama verilen karar ülkeyi tam ortadan ikiye bölecek kadar vahim olursa, orada bir yanlış var demektir.

Benim fikrim; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milleti ile birlikte ihtiyacı olan şey, dava ve sonucunda verilen kararla birlikte net bir şekilde gün ışığına çıktı.

Birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Şu anda millet, parçalara bölünmüş durumda.

Durum bu ve durumun bu hale gelmesini, ellerini ovuşturarak izleyenler var. Sonuçta “İstedikleri” olan bu coğrafyadaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bölünüp parçalanmasıdır.

İşte bu isteğe, bir sürü kuşkularla dolu dava sürerci sonunda karar veren yargı, verdiği karar ile destek vermiştir. Dahası, bu karar, AKP iktidarının kafasının arkasındaki “Şekle” doğru yol alan sürece doğru gitmeye devam ediyoruz.

Sonuç olarak çok zor zamanlardan geçiyoruz ve millet olarak en dikkatli ve gözümüzün, aklımızın, kulağımızın açık olması gereken günleri yaşıyoruz.

Ancak, herkesin şunu iyi bilmesini isterim ki, ülkenin birlik ve beraberliğinin sağlanması, devletin sonsuza kadar bir bütünlük içinde sürmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.

24 EYLÜL 2012
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara