Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '09

 
Kategori
Özel Günler
 

Son yüzyılın en büyük insanı Atatürk

Son yüzyılın en büyük insanı Atatürk
 

Resim ; http://www.abd-ana.com/img/abdana/ata/cocuk2.jpg alınmıştır.


Yarın ne oldu baba?"
Ne olmuş oğlum yarın?, diye soruyu ben kendisine sordum.
"Üzülmeliyiz yarın ATATÜRK ölmüş" dedi.
Yedi yaşında çocuğun öğrendiğini düşünce dünyasından yansıtmasıydı.
Peki, üzülmekte misin? , dedim.
"Hı, hı! Evet, üzülüyorum" dedi başını sallayarak.
Neden üzülüyorsun?
"Düşman çoktu ATATÜRK onları yendi" dedi.
Doğruydu O lider olmasaydı şimşek gibi mavi bakışlı, sarı saçlı, dev adımlı insan, düşman çok olarak kalacaktı.
Peki, sen ATATÜRK’Ü seviyor musun? dedim.
"Seviyorum O olmasaydı istiklal söylenmezdi, bayrak çekilmezdi" dedi.
İstiklal ne? Nasıl söyleniyor? dedim.
Ellerini yapıştırdı başını kaldırdı "Korkma sönmeden bu şafak..." diyerek ezberliye bildiği ölçülerde söyleniş tarzına uydurarak söyledi.
Doldu göz pınarlarım. Kim öğretti sana bunları dedim.
"Öğretmenim hem de geçen seneki ana sınıfı öğretmenim öğretmişti unuttun mu baba! " dedi.
Unutmuştum, unutturulmuştu ya da halen unutturulmaya çalışılıyordu.
Kimi çalıp çırpıyor. Kimi makam mevki kullanarak tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyor. Kimi bu toprakların çocuklarını, kardeşlerini düşman belletiyor ve bir birine vurduruyor kendi seyrederek, kıs, kıs gülüyorken onun resimlerine, onun büstlerine sığınıyordu. Adına söylemler söyleyerek tam cambazlık sergileyip "Tıksırıncaya kadar yiyordu."
Kimi Selanikli dönme diyor namahremine kadar el uzatıyor, bunu da vatan için yaptığını söylüyordu.
Kimi tüm kaynak ve eline geçen kozları kullanarak bir insanda olması gereken yanlışlıkları tek taraflı ortaya koyup, gözden düşürmeye çalışıyordu.
Ben de unutuyordum.
Sonra bir garabet uykudan, bir kinli pusudan, sıyrılıyordum.
Alev, alev yanan bir Anadolu, parçalanmış esir edilmiş halklar, kelleyi koltuğa almış bir avuç Vatanperver ve onların içinde keskin bakışlı, keskin olduğu kadar ileri görüşlü, mavi gözlü, içi özgürlük kaynayan, esareti bu millete uygun görmeyen işte son yüzyılın lideri dedirtecek Mustafa Kemal' i anımsıyordum.
Onun ne kendisini korumak için kanuna, ne yaptıklarını ortadan kaldırmak için her türlü entrika çeviren düzenbazların himayelerine ihtiyacı yoktu.
Onun "Vicdanı hür, irfanı hür yetişecek nesillerin yüreğine ihtiyacı vardı. Ve o biliyordu ki o yürek bir kalp değil! Hakikaten yürekti ve yürekte dolaşan kan asil bir kandı. Ve onu anlamak demek yüzünü görmek demek değildi. Onu anlamak demek onun yaptıklarına ve değerlerine sahip çıkmak için bilimsel, gerçek maneviyatla durum değerlendirmesi yaparak, bulunduğu ortam nasıl olursa olsun bu milletin bağımsızlığına egemenliğine el uzatacak her türlü tutum ve davranışa karşı koyacak bir düşünce ve eylem içerisinde hareket edecek, çözümler üretecek, gençliğe ihtiyacı vardı.
Bu gün bu gençlik gerçekler ışığında Mustafa Kemal ATATÜRK’ ÜN yaptığı, gösterdiği, açtığı ufuk pencerelerine inanarak bilimsel çalışmalara ağırlık veren, artık anlatılan masallara ve uydurma hikâyelere inanmayan. Onu bir insan olarak ele alan ancak o insanı LİDER; ÖNCÜ; MÜCADELECİ; BİLGİLİ ve BAĞIMSIZLIĞIN ÖNDERİ olarak gören bir gençlik var.
O gelecek ışıkları yakabilmeyi beceren ender kişilik yapısı ve yılmadan azimle mücadele edebilen bir insan olarak daima anılacak.
"Ne oldu baba beni dinlemiyor musun? " sesiyle irkildim.
Dinliyorum evladım dinliyorum. Biliyor musun Mustafa Kemal ATATÜRK de çocukları çok dinlermiş.
"Öyle mi? "
Evet, oğlum! Son yüzyılın en büyük insanı olmak kolay değil! Hem biliyor musun, O çocuklardan bu yaşamın emanet alındığını biliyormuş, dedim.

Bu blog Milliyet.com.tr sitesinden 126 kez görüntülenmiştir

 
Toplam blog
: 371
: 835
Kayıt tarihi
: 14.02.09
 
 

Adalet önce kendimizde başlamalı ve haksızlıklar sorgulanmalı  ve hataların, afetlere dönüşmeden ..