Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '10

 
Kategori
Öykü
 

Sonbaharda aşk: rahatı kaçan ağaç

Adam ömür boyu çalıştı, çocuklarını büyütebilmek için. Her güçlüğe göğüs gerdi, iyi bir babaydı. Çocuklarının iyi bir yerlere gelmesi tek amacıydı. Ailesinin refahı için gecesini gündüzüne kattı.

Zamanla eşinin sağlığı bozuldu. Birbirini takip eden hastalıklar sonucu ameliyat, tedaviler, hastane masrafları aileyi maddi ve manevi sıkıntıya soktu; ama fazla bir sonuç alınamadı. Büyük şehre taşınmayı düşündüler. Annenin tedavisi ve çocukların daha uygun okullara gidebilmeleri için karar verildi ve taşındılar. Herbiri zorluklarla da olsa okuyup iş güç sahibi oldular; ama anne hep hastaydı. Evin tüm yükü adamın sırtındaydı; yoruluyor, zorlanıyordu. Hiç olmazsa çocuklar kurtuldu diye seviniyordu. Birer birer evlenip yuvadan uçtular.

Adam emekli olmaya karar verdi ve oldu. Emekli maaşı ikramiyesi ile yarı borçla olsa da küçük bir daire aldı. Giriş kattı ama kiradan kurtulmuştu. İş aramaya koyuldu. İyi bir sanatkar işinin ehliydi. Çabuk iş buldu. Yurtiçi , yurtdışı şirketlerde çalıştı. Her zaman şükreder şikayetçi olmazdı.

Bir ara sakinleşen eşi yine yavaş yavaş kötüye gitti. Çok geçmedi kötü akibet kapıyı çaldı. Adam eşini kaybetti, yapayalnız kaldı. Her gün dualar, mezarlık ziyaretleri bitmiyor, kimseyle de görüşmüyordu.''Benim kaderim ne kötüymüş, hiç yüzüm gülmedi, halim nice olacak!'' düşüncesiyle bunalıma girdi.

Bir süre sonra bir bayanla tanıştı. Kadın bunun haline üzüldü. Telefonunu alıp ara sıra arayıp teselli etmeye çalıştı.'' Bende çok çektim; ama zaman her şeyin ilacı oldu. Acı azalmasa da kabulleniyorsun. Yapacak bir şey yok'' dedi.
Zamanla bayanla arkadaşlığı ilerlettiler. Daha sık görüşmeye başladılar. Adam telefonla hergün bayanı arayıp hal hatır soruyordu. Hayatından memnun olduğu için suçluluk duygusu içinde idi. Ama farkında olmadığı birşeyler yaşıyordu. Müzik dinliyor, alışveriş yapıyor, traş oluyor, güzel giyiniyordu. Mezarlık ziyaretleri, dualar azalmaya başladı. Adamın yüreğindeki kıpırtılar büyüyor, kalp çarpıntılarına dönüşüyordu. Ne yapacaktı şimdi? Böyle bir süre devam etti. Sonunda utana sıkıla durumu hanıma anlattı. Ama bayan menfi ve kati bir cevapla: ''Böyle birşey olamaz asla.'' dedi. 

Adamın yapabileceği bir şey yoktu. Hayal de olsa aşkını hüzünle, umutsuzca; kapısında ayaza çalan sonbaharla ve yüreğini yoklayan titremelerle birlikte yaşamak zorundaydı.

Ünlü Şairimiz Melih Cevdet Anday'ın yazdığı Rahatı Kaçan Ağaç şiirinde olduğu gibi.(Devamı var) Sevgilerimle... 

 
Toplam blog
: 6
: 359
Kayıt tarihi
: 13.11.08
 
 

Emekliyim, çocuklarım ve torunlarımla, mutlu bir yaşamımız var. Doğayı, kedilerimi, balkonumdaki ..