- Kategori
- İlişkiler
Sormak yeterli olsaydı

İnanmak , başarmanın yarısı derler.
İstemek ve içini dökmek, sonuca giden ilk adım derler.
Sonrasında sizi bekleyen sonuçlara ise hazırlıklı olmanızı neredeyse hiçbir zaman söylemezler. Sonuç kötüyse teselli sözcükleriyle sizi toparlamaya çalışırlar.
İşte böyle bir durumda kaldım son günlerde. İçimi dökmeye çalıştığımda , o gücü kendimde hissettiğimde karşıdan ince bir duvar örülüveriyor. O öyle bir duvar ki hem duymak istiyor hem de duymamak.
Duymak istese de kabullenmemek, duymamak istese de haydi söylede rüzgarla uçup gidiversin edalarında.
Yaşanmış örnekleri duydukça , Ferrarisini Satan Bilge de yazdığı gibi tası tarağı toplayıp uzaklara gitmek ve kimse O bilgeler, öğretileriyle bu sancılardan arınmak ve hayata çok farklı noktadan bakmayı öğrenmek istiyorum. Öyle bir yaşam döngüsü var ki size yakınlaşmak isteyenlere siz set çekerken, siz aynı durumla karşılaştığınızda yıkıma uğruyorsunuz.
Peki kaçımız aynısını yaptığımızda yıkıma uğrattıklarımızı düşünüyoruz ?
Bu noktada geçen gün aklıma gelen 2 satırla noktalayıp, güneşli bir cumartesi sabahına merhaba diyeceğim. Güneş, İstanbul Boğazı, arkadaşlar, belki bugün için Bilge'nin yolunda gitmeme engel olmaya yetecekte artacak güzellikler ama ya yarın ?
"yalnızlık paylaşılır ama duvarlarla ama dalgalarla ama martılarla ...
onlar senin dilini anlamadığından sen yine yalnızsındır günün sonunda."