Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Temmuz '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sorumlu insan

İnsanların ne yaptığından çok ne düşündüğünün üzerinde durmak lazım.

İster bürokraside olsun, ister sivil düzende, kariyerlerini hakkıyla elde edenlerin yanında, allem kullem edip binbir kurnazlık ile ele geçirilen makamların sorumlularının, zaman zaman sorumsuzca ortalık yerde boş boş dolaştıklarına şahit oluruz.

Bünyelerinin, beyinlerinin kaldıramadığı bir sıfatın ağırlığı ile dolaşmak kolay olmasa gerek! Ne zor bir görevdir o kolluğu taşımak, insanlara, devlete karşı sorumluluk bilinci ile yaşamak!

Tıkanmak, çıkmazlarda dolaşmak, derdini anlatamamak, seni anlayan kişiyi, kişileri kurumları bulamamak…

Baskı altında ezilmek, küçülmek küçülmek…

Ama diğer yandan omuzlara takılan apoletlerin verdiği ihtişam, gösteriş, caka ve büyük bir ego; yani, haksızca elde edilen kariyer altında ezilmeğe değer şaşalı bir dönem var!

Bunların üzerinden başkalarının olanını (!) aldığınızda; kanatları yolunmuş bir karga, bacakları kırılmış çekirge, ekim zamanı şarkı söyleyen, kara kışın arifesinde ağlayan bir ağustos böceği görürüz. “Ağam da paşam da sensin” diyen solucanların terk ettiği kurumuş bir gübre yığını ile karşı karşıya kalırız!

Baştan söyledik; insanların ne yaptığı değil ne düşündüğü önemlidir. En ufağından en büyüğüne kadar; bulunduğu mevkide veya konumda kendinden başkalarının işlerine çözüm üretmek mecburiyetinde olanlar, gerekli girişimi yapacak fikre, beceriye, yeteneğe sahip değillerse onların ortalık yerde dolaşıp konumları itibari ile böbürlenmeleri; esasında yüzünde gözü olanlar için utanılacak bir durumdur.

İnsanlar genellikle “bugün git yarın gel” denilen bürokrasi şeytan üçgeni içinde yaşamaya alıştırıldıklarından (!) her şeyden korkar ve çekimser kalmışlardır. Halkın sesi olmaya çalışan, halk için bir şeyler yapmaya mücadele eden insanların önü; maalesef ortalık yerde dolaşan sözde konum ve kariyer sahibi olan beceriksiz, yeteneksiz, insanların halkı kışkırtmaları ve dedikoduları ile kesilmeye çalışılmaktadır.

Çevresine karşı sorumlu olup sorumsuz davranan resmi veya sivil bir zümreye karşı insanların birlik olması ve bir çatı altında toplanması; sözde değil özde olarak kesinlikle kaçınılmaz bir durumdur. Birlik olmasını beceremeyen halk; yüzyıllardır sömürü düzeninin köleleri olmuştur.

Etrafımıza bir bakalım. Bir yanda yıllardır elini taşın altına koymadan yaşayanları, diğer yanda yıllardır çalışıp işini halen bitiremeyenleri görürüz. Bir yanda insanlara baş olmuş sultanları, diğer yanda hep kelle koltukta ön saflara sürülen savaşçıları görürüz!   

Çoluğumuzun çocuğumuzun istikbali bizim aldığımız kararlara endekslidir. Dolayısı ile biz inisiyatifi başkasına vermeden önce çok iyi düşünmeliyiz.

Sorumlu insan profili: Etrafına koruma amaçlı sahip çıkan, başkalarının değerlerine, eşine dostuna, arkadaşına, çevreye, doğaya saygı duyan insandır. İnsanların evrensel ortak değerlerine saygılı olmak onun doğasında vardır. Kendisine verilen görevi insanların ortak çıkarlarına uygun olarak en iyi şekilde yapandır…

Sorumsuz insan profili: Bu tipler yukarıda yazılanların tam aksine; boş konuşup arızaya bağlamak, havaya suya, ota boka böceğe, kafayı takıp, inek gibi böğürmek, it gibi yerli yersiz ulumak, kuduz hayvan gibi agresif hareketler sergileyerek başkalarına zarf atmak, o kişinin ne kadar zavallı bir insan bozması yaratık olduğunun göstergesidir!

Sorumsuz insanlar için küfür etmek, kötü konuşmak, dedikodu yapmak çok kolaydır. Onlar için zor olan “sorumlu insan” olabilmek, geleneklerine göreneklerine sahip çıkabilmek, kendinden farklı insanların üstünlüğünü kabul edebilmektir.

Allah ıslah etsin…

M.Talip GİRGİN 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..