Sorumluluk Duyarlının

 

Dünyanın çözülmemiş konularından biri...

 

Kimse de çözmeye uğraşmamış/uğraşmıyor çünkü böyle de yürüyor.

 

Daha kötüsü mevcut uygulamanın doğru olduğunun düşünülmesi.

 

Uygun olduğunu düşündüğünüz bir işin sorumluluğunu veriyorsunuz... O işi en iyi yapabilecek kişi değil. Daha da önemlisi yapmak isteyen değil.

 

Memuriyet işini kastetmiyoruz herkes işini yapacak elbette. Herkesin elini taşın altına koyması gereken toplumsal sorunlar.

 

Buradaki yanlışlık duyarlılığın /sorumluluğun herkesten istenmesi.

 

Bu bir yürek, gönül, cesaret, imkan meselesi...

 

Bunlar kimde varsa sorumluluk onun.

 

Niye oyun bozanlık ediyorsunuz? Her yerde bu işlerin gönüllüler ordusu var, severek yapıyorlar, hoşlarına gidiyor, kahramanlık yapıyorlar heykellerini dikiyoruz, bu işler onların. 

 

Ben/sen, o, ya da bir başkası o yapıda biri değilim. Olsam bile cesaretim yok, param yok, karaktersizim ve en önemlisi istemiyorum. 

 

Niye benim/bizim/ya da onların da dahil olmasını istiyorsunuz ki.. 

 

Beleşçi, leş kargası diyorsunuz... Kim cesursa güçlüyse o öne çıkacak, kim kahramansa o savaşacak, heykelinin dikilmesini ve tarihe geçmek isteyen  biz değiliz. 

 

Bu tür işleri herkes değil gönüllüler yapacak. 

 

Onlar zaten böyle insanlar, bunun için yaşıyorlar,  severek yapıyorlar. Gönüllülük isteyen işlere gönüllüler yeter. 

 

Kim duyarlıysa o tepki gösterecek, kim cesursa o karşı gelecek, biz yapamayız. Bu işlerin onurunu şerefini sizlere veriyoruz. Ve sizler onuru şerefi çok seviyorsunuz daha ne istiyorsunuz. 

 

Her olayda durumda öne atılıyorsunuz ve bizi korkaklıkla suçluyorsunuz, evet korkağız ne yapalım.

“Sizin için niye ölelim ki” Ölmeyin!