Sosyal Devlet anlayışı - 5

Anayasamızın ikinci maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olduğunu vurgulamaktadır.

Tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde demokrasi, laiklik anlayışı ve sosyal hukuk devleti olmak yasa ve yönetmeliklerle teminat altına alınmıştır. Yasa ve yönetmelikler her birey için aynı uygulanır. Uymayanlar için ayırım yapılmaksızın her kese eşit cezai yaptırımları vardır.

Oysa gelişmemiş ülkelerde yasa ve yönetmeliklerin uygulanması, kişilerin sosyal statülerine ve çıkar ilişkilerine göre değişiklik göstermektedir. Burada üst düzeydeki kişiler yaptıklarını ya kitabına uydurmakta veya yaptıkları uygulamalar için hukuk kuralları onlara uygun hale getirilmektedir.

Bu yüzden gelişmemiş ülkelerde bürokraside, kariyerde, sosyal yaşantıda üst düzeylere çıkabilmek veya zengin olmak isteniyorsa mutlaka bir ‘Dayı’ nız olması gerekmektedir.

Örnek – 1 ; Dayınız varsa, hemen devletin hazine arazilerinden ihtiyacınızdan fazla bir miktar size tahsis edilir. Burada fabrika, turistik tesis, spor tesisleri veya benzer yatırımlardan birini yapmanız için size gereğinden fazla, belli bir süre ödemesiz, daha sonra çok uzun vadeli ve çok çok düşük vadeli kredi temin edilir. Tesis biter bitmez size olan getirisiyle bir yılda bu kredi borçlarını ödersiniz ve ikinci yıldan sonra itibarlı bir iş adamı olmuşunuzdur. Bütün bunlara rağmen sıkıntıya düşecek olursanız devletin size tahsis etmiş olduğu fazla arazilerden bir kısmını başkalarına yüksek bedelle satabilirsiniz. Ortada hiçbir hukuksuzluk yoktur.

Örnek – 2 ; Dayınız varsa, okuldan mezun olur olmaz bürokraside uzmanlık gerektiren bir işe girersiniz ve kısa bir sürede yüksek maaş ve harcırah alan üst düzey bir bürokrat olursunuz. Şayet okulu bitirdiğinizde serbest çalışmak istiyorsanız, hemen size kara, deniz taşımacılığı gibi veya toplu konut, devlet inşaatları gibi büyük ihaleler verilecek bir firma kurmanız söylenir. Bunun için yeterli kredi tahsis edilir ve kısa sürede bunları ödeyebilmeniz için devletten yüklü ihaleler kazanırsınız. Burada da hiçbir hukuksuzluk yoktur.

Örnek – 3 ; Dayınız varsa ve siz çalışmadan kazanmak istiyorsanız. Size kalkınmada öncelikli bölgelerden birinden ya ucuz fiyata arsa temin edilir veya hazine arazilerinden bir bölge tahsis edilir. Buraya birkaç yüz hayvan kiralayarak getirirsiniz. Hayvancılığı teşvik kredisine başvurursunuz. Gelen eksperin dayınız sayesinde değerinin birkaç katı gösterdiği bu yatırım için büyük miktarda teşvik ve kredi alırsınız. Ödeme günü geldiğinde ‘ödeyemiyorum. Değerini siz koydunuz. Malım burada alın satın’ der yan gelip yatarsınız. Burada hukuk size uydurulmuştur.

Örnek – 4 ; Dayınız varsa, devlete, belediyelere, kurum ve kuruluşlara düşük değerdeki malı yüksek fiyatla sattı gösterebilirsiniz. Yüksek miktarda kredi alarak düşük maaşlı kişileri kefil yapabilirsiniz. Yetkili bir makamda olduğunuz zamanlar tanıdıklarınıza ve yakınlarınıza iş olanakları sağlar, onlara iş ve ihaleler yaratabilirsiniz. Etkili ve yetkili bir makamda bulunduğunuz zamanlarda ekipler kurarak bol seyahatler ve inceleme gezileri ile yüklü harcırahlar alabilirsiniz. Gerektiğinde bu harcamaları olduğundan fazla ve yüksek miktarlarda gösterebilirsiniz. Bunların dışında devletin veya devlete ait kurum ve kuruluşların malını kendi çıkarınıza kullanabilirsiniz. Burada dayınızdan dolayı size sempati ile bakarlar.

Örnek – 5 ; Dayınız varsa, kısa sürede tam teşekküllü bir hastane veya sağlık kuruluşu kurarak devletin kurum ve kuruluşlarından ‘sevk’ li hasta sağlayabilirsiniz. Bu hastalardan ileride olması muhtemel hastalıklar için ön incelemeler ve laboratuar tetkikleri isteyerek veya faturaları kabartarak devletten yüklü ödemeler alabilirsiniz. Hukuk işleyecek olursa dayınız sağ olsun.

Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Bütün bu anlatılanlar ancak gelişmemiş ülkelerde rastlanılan çok özel durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Zaten bu ülkeler, böyle hukuk kurallarının kişilere uygun hale getirildiği uygulamalar yüzünden geri kalmış ve kalmaktadır.

Çok şükür ki Türkiye Cumhuriyeti, hukuk kurallarının her bireye eşit uygulandığı ‘Atatürk Milliyetçiliği’ne bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. En kısa zamanda çağdaş medeniyetler seviyesinde yerini alacaktır.