Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '14

 
Kategori
İlişkiler
 

Sosyalleşme karmaşası

Sosyalleşme karmaşası
 

Uzun zamandır yazmak istemedim. Nedenini de bilmiyorum ama  canım oturup yazmak istemedi. Sonra baktım ki çok stabil yaşamaya başlamışım. Ne adam var, ne flirt var, ne karmaşa var, ne belirsizlik var. Sıkıcı bir düzen içinde hayatım. Hemen silkelenip kendime geleyim dedim ve tüm organlarımın her gözünü, her çakrasını oralarını buralarını açıp evrene mesajımı verdim. Evrenin bana dönmesini beklerken de benimde bu duruma katkıda bulunmam gerektiğini fark ettim. Bir gezme bir tozmadır gidiyor anlatamam. Evren beni bulursa verecek inşallah cevabını. Bulamadığı için ben el attım olaya. İlk önce her türlü sosyal medya da poz poz her mekanda fotolarım var. Var ki eşimin dostumun arkadaşları resimlerde görüp “ aa ne hoş kadın kim bu?” desinler. Her yerde check-in olayını da hallediyorum. Aynı mekanda bulunanlarda aynı fikri paylaşsınlar. Gerçi şimdiye kadar garsonlarla kapıdaki korumalardan arkadaşlık teklifi geldi ama olsun moralimi bozmuyorum çıtam hala yerinde tepede duruyor şükür. Fotoğraflarımın her yerini büyütüp sağını solunu, bozuk saçımı, şişman kolumu kırpıp yerleştirmeyi de öğrendim. Kendim bile “bu benmiyim?” diyebiliyorum bazen. Yalnız bu ara selfie olayını abarttık sanırım bu sapkınlığın çocuklara genetik bozukluk olarak geçeceğinden korkmaya başladım. Ayrıca facebookta dahil olduğum gruplarda eşini, çocuğunu yazlığa, tatile gönderen tüm yaz bekarı beylerle de tanıştım. Bu da faydalı bir sosyalleşme oldu.  Araba kullanmıyorum;  metro, motor gibi toplu ulaşım araçları kullanıyorum daha da sosyal olmak adına. Eeeee daha ne yapayım? Elimden gelenin tümü bu. Evren beni bulamıyorsa artık o onun beceriksizliği. Tatile gittim. Bula bula alkolde boğulmuş eski sevgiliyle karşılaştım. Millet kaşıyla gözüyle adam ayarlarken ben “Allahım sana şükürler olsun doğru yolu bulmuşum bir daha sevgili falan yok” diye döndüm tatilden.

Tüm bunlar yakın arkadaşlarımdan dinlediğim “Migros ta, Üsküdar motorunda, Facebook ta bilmem kimin resminin altında yada tatilde kumsalda tanıştılar” hikayeleri yüzünden oldu. Ben bir şeyler yapmazsam olmuyor kardeşim. Bu güne kadar beni bulanları gördük. Şimdi ben birilerini bulacağım dedim ama işte soyda sopta var sanırım bir gariplik; adamın elinde ekmek getirmesine takılıp “Nafiz enişte” modeli bu deyip üstünü çiziyorum. Ne istediğimi bende bilmiyorum sanırım.

Çok yakışıklı olmasın kıçı kalkmış olur kaşı gözü oynar, çok zengin olmasın şımarık olur, işsiz güçsüz olmasın ona bakamam, emekli olmasın sürekli dibimde istemem, kendi evi olsun anasıyla babasıyla oturmasın 3 ay sonra yanına taşınayım demesin, çok romantik duygusal olmasın fenalık geliyor ay güneş yıldızlar diye başlayınca ( en son bir adam kapımı açıp gül verdiğinde o gülü nereye koyacağımı şaşırıp camın önüne koydum sonrada orda unutup indim arabadan) , çok fazla okumuş akademisyen falan olmasın konuştuğunu anlayabileyim, eli yüzü düzgün olsun insan içine çıkacağız, mümkünse yaşıtım olsun 3 sene sonra hastabakıcılık yapmayayım, yetişmiş çocukları olsun ki oda halden anlasın, benden birkaç kuruş fazla kazansın ki kompleks falan yapmasın, düzgün Türkçe konuşsun, mizah anlayışı gelişmiş olsun bön bön bakmasın benespri yaptığımda, vicdanlı olsun kızımla köpeğimle kavga ettiğimde arayı bulsun, agresif olmasın gömmeyeyim adamı 2.gün olduğu yere, alkol kullanıyorsa ölçülü olsun; ben ona değil o bana mukayyet olacak, alkol almazsa da sosyal olmaz, düzgün giyinsin maaşı adamı düzeltmek için bitirmeyeyim, beni olduğum gibi kabul etsin. Hanginiz sevgilinizden“ deveye cilve yap demişler 9 çadır devirmiş” lafını duydunuz? Ben duydum. Durum o kadar fena yani. Adamın tüm bu beceriksizliğimi de benimseyip kabullenmesi lazım. Bu böyle uzar gider. Zaten yazdıklarımı okuduğumda farkına vardım ki evren bu adamı niye bana getirsin ki?  Charlize Theron, Cameron Diaz'a  falan buyur eder. Onlar bile bu kadar uğraştırmıyodur eminim.

Ben biliyorum aslında ne istediğimi. Her zaman da bildim. Sadece aynı evde yaşamadan, karı koca olmadan, ilişkinin cıcığını çıkarmadan sevgili olmak istiyorum. Flirt hiç bitmesin istiyorum. Haftada 2-3 gün görüşelim sosyalleşelim halleşelim istiyorum, senede 1-2 kere 3-4 günlük tatil yeter diyorum. Çünkü 5.günün sabahı illaki bir hır çıkar. Ben o hırları, hoştları istemiyorum. Büyük sorumluluklar istemiyorum, “akşama ne yemek var” lar istemiyorum, hele diş fırçasını bırakmayla başlayıp her geldiğinde bir eşyasını bırakmayla devam eden yavaş yavaş yerleşme durumunu hiç istemiyorum, çoluk çocuk sorunlarına ortak olmak ya da ortak etmek  istemiyorum, evlenmek hiç istemiyorum           ( soranlara “babamdan maaş bağlandı evlenmem diyorum). Beni sıkmasın benden sıkılmasın, öpeyim öpsün, seveyim sevsin. Öyle işte. Bu kadar basit aslında.

 
Toplam blog
: 34
: 1744
Kayıt tarihi
: 03.10.13
 
 

45 yaşını aşmış, yetişkin bir kızı olan, çalışan bekar bir anneyim. Hayatın esprili, güzel ve ren..