Sosyoloji kuramları tarihi - Hans Freyer ve Darağacında üç fidan - Nihat Berham

Önce Denizler'i okumaya başladım, yaşamaya ve onlarla ölüme hazırlandım, öldüm.

Ardından M.Rami Ayas'ın hazırladığı Freyer, Tahir Çağatay kuramları katıldı aramıza. Başladık daha derinden toplumu sorgulamaya; tarih ve psikoloji dolu.

İnsanlık tarihimize baktım onlarla, sonra kısadan özel "bizim" tarihimize ve boşlukta sallanan insanları gördüm, her kanattan.

Daha iyi anlamak için bizi, içinde yaşadığımız dünyayı, iyice içine girdim sosyoloji kuramlarının; kurtarmaz biliyorum ama, yine de bir umut, sarıldım en çok Pareto'ya; niye?

Lütfen mantıklı davran.

Sabahaddin Bey, Ziya Gökalp; anlamak istiyorum tek tek bizi, kalabalıklaşıp kabalaşan bu korkunç karanlığı; bir dönem kötülüğe, haksızlığa alkış tutup, sonra ağlayan bizi tek tek, çok çok anlamak istiyorum ama....

Simmel; toplumlaşma, toplumsallaşma, toplumsallaştırma!....

Farkında değiller ama ilk ben çıktım oraya o gün ve attım tekmeyi, sallandım; sallanmaya devam ediyorum, o gün gelince ben de düşeceğim ve aralarına katılacağım.

Geç kaldığımın farkındayım, ne yaparsın, tarih farkı.

Auguste Comte, sosyolojinin hangi kısımlarındayız?

Kısıtlı aklım ve bakış açımla o acıyı anlamaya çalışıyorum; içinde beni bulmaya, bir yere koymaya....Dil, o dil belki beni kurtarır; o dilin peşinden gidiyorum.

1. Not: Bu iki kitabın bende yanyana düşmesinin bir anlamı olmalı; işte ben o anlamı arıyorum.

2. Not:

Özünde iki şairin

şiir şiir

aktığı

akıl ve acı dolu

iki kitabı

okudum bitirdim

bittim.

Yeniden başladım

akıl ve acıyla

yaşamaya

hep olduğı gibi

olacağı gibi

yanımda sizleri

düşleyerek.

Ş.Y.