Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Spor
 

Sow'un yalnızlığı; Alex'in kararlılığı

Fenerbahçe için bu sezonun zorlukları ortada…

Her yedi sekiz maçtan bir tanesini kadınlar ve çocuklar önünde oynamak zorunda kaldığı, ekonomik olarak büyük zarar gördüğü, futbol takımının da bir türlü uyumlu bir şekilde form tutamadığı bir yılın sonuna doğru hızla geliniyor.

Rakip Bursaspor geçen sezon Şükrü Saraçoğlu’nda büyük bir direniş sergilemiş ve Fenerbahçe’den galibiyet serisinde bir beraberlik koparmıştı.

Dün akşamki oyunu da benzer nitelikler taşıyordu; ta ki Fenerbahçe ikinci yarı geri çekilip oyunu kendi kontrolünde tutmaya çalışana kadar.

Hafta arasında Fenerbahçe’nin taktiksel yapısı ile ilgili konuşmuştuk; bu oyun düzeni çok yanlış değildir. Ancak saha içinde kademelendirmeyi ve hızla atağa çıkabilmeyi doğru şekilde uygulamak gerekiyor.

Fenerbahçe kademesi sürekli boşluklar verirken; zaten yıllardır hızlı hücum yapmayı beceremiyor. Atağa kalktığı sırada karşısına gelen ilk rakip oyuncu oyunun hızını kesmeye yetiyor, yan paslar başlıyor, karşı takımın tüm defansının yerleşmesi için centilmence zaman veriliyor.

Böyle olunca da gol atmak tam bir emek işi haline geliyor.

Kuşkusuz Baroni ve Selçuk’tan oluşan orta saha yapısı da atak organizasyonlarını yönlendirmek için yeterli değildir.

Dün Emre’nin yedek kulübesinde kalması Fenerbahçe’nin oyunu üzerine önemli etkilerde bulundu.

Stoch’un formsuzluğundan mı konuşmak gerekiyor yoksa devamsız, istikrarsızlığından mı bir türlü karar veremiyorum. Bir oyuncunun sezon içinde bu kadar gece ile gündüz farkı kadar top oynaması elbette takım oyununu çok etkiliyor.

Sow’un yalnızlığı Fenerbahçe forvetlerinin kaderindendir. Bu yalnızlığı Kezman, hatta Deivid, Semih, Güiza, Niang ve Bienvenu çok iyi bilirler. Bu saydığım oyuncular arasında kendi yeteneği ve gücü ile ayakta kalabilenler oldu ama kaybolanlar da.

Sow gücü ve ayakta kalabilme potansiyeli ile hepsinden biraz daha şanslı olsa da tek başına üç dört oyuncu ile baş edebilmesi de kolay değildir.

Dünkü oyunda takımla arasında 25-30 metrelik mesafeler oluştu.

Emre’nin yokluğunda Alex olağanüstü şeyler yaptı. Emre’nin oynadığı bölge ile kendisine ait alanda sürekli çalıştı ve kendisi için topa girmez, koşmaz denilen tüm eleştirileri tersine döndürdü. Alex’in gayreti zaten bu maçı Fenerbahçe’ye çeviren golü de getirdi.

Golden bir dakika önce kazanılan serbest vuruş; Stoch’un ayağına daha uygun bir yerde duruyordu ve kendi kendime “neden Stoch kullanmıyor?” diye sorarken peşinden gelen mükemmel Alex vuruşuyla kaptan cevabı kendisi veriyordu.

Derbi sonrasında Muslera Fenerbahçe’nin attığı gollerin tekrarının çok zor olacağını ifade ederken Alex, bir cevap da kendisine gönderiyor, bir hafta önce attığı golün neredeyse aynısını o yamuk kale direğine sahip kaleye gönderiyordu.

Alex'in mücadelesi ve kararlı duruşunun başta Stoch olmak üzere bazı oyunculara birşeyler anlatıyor olması gerekir.

Kazanılan 3 puana karşın play off’lar öncesinde çok daha dirençli ve dikkatli bir oyun oynamak gerekiyor.

Bursaspor’un kaçırdığı pozisyonlar hiç de hafife alınacak türden değildi.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..