Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '21

 
Kategori
Felsefe
 

Soyut Ve Somut

Kendi penceremden…

Somut elle tutulan gözle görülen, soyut tersi.

Lakin iş bu kadar basit değil.

Bu iki kavram etrafında iki ayrı dünya oluşmuş.

İnsanların bir kısmı olaylara somut bir kısmı soyut bakıyor.

Bir de hem somut hem soyut bakanlar var.

Somut bakanlar için soyut hikâye, soyut bakanlar için somut anlamsız.

Biz somutçulara göre maddenin dışında bir şey yok, soyutu insanlar kafalarında kurgulamışlar.

Soyutçular ise gerçeğin kendileri olduğunu, somut anlamda var olan her şeyin görüntüden ibaret, geçici, önemsiz olduğunu söylüyorlar.

Soyutçular hani şu acı, özlem, korku vs. gözle görülmeyen şeyleri öne çıkarıyorlar, soyut uydurmaysa peki bunlar ne oluyor diyorlar.

Parmağın acıyor. Parmağın olmasa acımayacak ama. Üzücü bir olay olmasa üzülmeyeceksin falan. Yani bunlar somutun ürünleri. Beynimiz olmasa düşünce olacak mı, eee?

Hayat anlamlı zaten ayrıca anlam katmaya gerek yok.

Ne kadar psikolojik ve ruhsal sorunum varsa tamamı soyut kaynaklı. Acılarımın, korkularımın, üzüntülerimin yarısı gerçek değil. Ya kaya yuvarlanırsa endişesi yuvarlanan bir kayadan daha fazla zarar verdi bana.

Başımıza geleni/geleceği bilirsek tedbir alır ya da katlanırız; soyutta bilmiyoruz. Ama soyutçular zarar görmüyor çünkü onlar kendilerini bir güce teslim ediyorlar, olursa takdir.

Somutçular soyuttan, soyutçular da herhalde somuttan acı çekiyorlar. Soyut olmasaydı örneğin hayalet olmayacak, yılan bu kadar korkutmayacak, aşk yüzünden kimse intihar etmeyecekti.

Keşke bu iki görüşün insanları ayrılsalar ve ayrı dünyalarda yaşasalar. Babama üzüntüm belli ama ölümle ilgili anlatılanlardan sonra ikiye katlanıyor.

 

 

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..