Sözüm blogdan içeri

Ben; hayatını Türk Milleti'nin bağımsızlığına adayan ve onlara cumhuriyeti armağan eden bir insanı istediğim yer ve zamanda; aklımın erdiğince, dilimin döndüğünce anarım.
O'na olan minnet duygularımı gönlümce ifade ederim, etmeye çalışırım.

Var mı ötesi berisi?

<ı>Sözüm:
Anlaşılmaz ve bir o kadar da garip kelimelerlerden oluşan sözde sivri cümleler kurarak insanların yazım/ifade şekillerini, duygularını 'kendince' aşağılayanlara, rencide edenlere...

Herkesin özgürce paylaşımda bulunabildiği Milliyet Blog ortamında insanların sevinçlerini, yaslarını, özel ve güzel günlerini 'ti'ye almanın, onlara "En iyisini ben yazarım" mesajı vermenin ve kimseyi ciddiye almadığını beyan etmenin ne olduğunu bilememek ne acı.

Kaldı ki bu tavır Ulu Önder'in anma günü konu edilerek yapılıyorsa...
Bu daha da acı.

Kes yapıştırla toplanan harf birikintilerine ilaveten 'kargacık burgacık' iki cümle ile yazı/yorum zannedenlerin düştükleri 'komik' durum hepsinden de acı...

Kendini yazar çizer kabul eden ve de öyle lanse etme gayreti içinde olanlara (Ne olacaksa?) yapılacak ilk ve en iyi müdahale; onları kendi hallerine bırakmak olacaktır.

"Boşuna kendinizi kandırmayın; sürekli yaptığınız şey neyse siz o sunuz."
Demiş.
Kim?
Bilmiyorum ama iyi demiş...


<ı>Ulu Önder Atatürk'ü ölümsüzlüğünün 71. yılında da rahmet, şükran ve saygıyla anıyoruz.