Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 

24 Temmuz '11

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

St. Tropez - Fransa

St. Tropez - Fransa
 

Güney Fransa turu yaparken St. Tropez'e uğramadan geçseydik herhalde büyük hata yapmış olurduk. Eğer kara yoluyla St. Tropez'e gitmeyecekseniz Fransa' da ki muhteşem demiryolu ağını kullanmak çok mantıklı. Monaco ya da Menton dan da binilebilir ama biz oralara karayolu ile gittiğimizden tam olarak sefer olup olmadığını bilmiyorum, ancak Nice' ten itibaren bütün sahil şeridini trenle dolaştık. Turistler için günlüğü 12€ olan biletler var ve gün boyunca istediğiniz istasyonda indi bindi yaparak heryeri ekonomik bir şekilde ziyaret etme imkanına sahip olabilirsiniz. Nice ve Cannes tarafından gelecek ziyaretçiler St. Raphael' e gelip buradan gün içerisinde periyodik olarak kalkan ama en mantıklısı sabah 09:00 akşam 20:00 dönüşlü tekne de yer ayırtıp güneşin ve denizin tadını çıkarmak, en önemlisi de St. Tropez' e yaklaşırken uzaktan bu şirin kasabanın birçok ressamın resimlerine konu olan görüntüsünü bol bol fotoğraflamak.
Fransa' ya gitmeden önce St. Tropez adını birçok defa duydum genelde magazin programlarında geçerdi ve "dünya sosyetesinin tatil yaptığı St. Tropez'de" şeklinde başlayan ve uzayıp giden cümleler duyardım. Oraya doğru tekneyle yola çıktığımızda gece kulüpleri, diskolar, barlar ve bilmem kaç yıldızlı muhteşem oteller vardır ve çok hareketli gece yaşantısı ile dünyanın tatil için buluşma noktalarından biridir diye aklımdan defalarca geçirdim. Bu hayallerin ne kadar boş olduğunu ve hayallerimin kırılmasından bu kadar keyif aldığımı hiç hatırlamıyorum.
Marina' da indik ve St. Tropez' yi keşfe çıktık muhteşem bir mimari. Marinada bir çok yat, yelkenli ve kasabanın sahili boyunca yürüyüş yoluyla kucaklaşmış muhteşem evler. Bitişik nizam evlerin hepsi iki ya da üç katlı pencerelerinde mutlaka çiçekler ve altlarında kafe, pub, restoran ya da alışveriş yapabileceğiniz mağazalar. Buralarda epeyce vakit geçirdikten sonra içlere doğru uzayan uzun, kıvrımlı ve dar sokaklarına atıyoruz kendimizi heyecanla. Bir tane bile yeni yapı görmedim desem yalan olmaz. O eski ama bakımlı evlerin hepsinde yerel halkın haricinde çok zengin insanlarda ikamet ediyormuş aldığım bilgilere göre ama hiçbiri şurayı yıkayımda kocaman bir villa dikeyim kendime dememiş, diyememiş. Bizim güzel Bodrum' umuzun ne farkı vardı buralardan ya da ne suçu vardı diye kendi kendime hayıflanmıyor değilim. Kafalar... kafalar değişmeli. Her sokağını gezdim bu güzel kasabanın ve her eve bakarken burası ünlü olmadan önce bu evlerde kimler oturdu bu sokaklarda ne aşklar yaşandı diye geçirdim durdum kafamdan. Eski zamanlarda ki halini gözümde canlandırmaya çalıştım, yaşayanları, balıkçıları, çocukları ve yaşlıları kim bilir ne huzurluydular. Boularis'de kaldığımız dairede duvarda asılı çok eski bir St. Tropez resmi geldi aklıma, uzun saçlı güzel bir kadın arkasında St. Tropez koyu gri bir havada tekneleri bir iki metre havaya kaldıran güçlü dalgalara, saçlarını savuran rüzgara inat sevdiğini bekliyor ve gözü azgın denizde.
St. Tropez nesiyle meşhur derseniz muhteşem tartlarıyla ve tabiki Brigitte Bardot' uyla. Şu an da 70' li yaşlarında olan ve kasabanın bu kadar ünlenmesinde büyük pay sahibi olan, bir zamanlar güzelliği ile dünya da nam salmış ünlü aktrist hala burada yaşamakta ve evinin önü ziyaretçi akınına uğramakta. Tart demişken arka sokaklardan bir şekilde ulaşabileceğiniz dinlenme parkının tam karşısında "Le Tart Tropezian" adında bir kafe var ve burada birçok çeşit ekmek, tatlı ve çörek bulabilirsiniz. Hepsi harika görünüyorlar ama en güzeli tarttı.
Tadına doyamayacağınız sokaklarda gezdikten sonra St. Tropez kalesine çıkıyoruz ve arka tarafta ki pamplona plajına doğru bir iki flaş patlatıyoruz bu koy tamamen yatlarla dolu. Bu arada tesadüfen Salvador Dali' nin resim sergisine denk geliyoruz ve tabiki bu tesadüfün keyfini doyasıya çıkarıyoruz. Daha sonra marinaya doğru gidip sahil kenarında nerede kahve içsek diye düşünürken baştan aşağı heryeri kırmızı olan abartmıyorum duvarlar, masalar, sandalyeler heryeri kırmızıya bezenmiş şirin bir kafede eşimle brlikte yorgunluğumuzu attığımızı ve bir o kadar da romantik dakikalar yaşadığımızı anlatmadan geçemeyeceğim. Buraya gelmişken unutmamanız gereken birşey daha Ivan' ın Resim Atölyesi' ne mutlaka uğrayın muhteşem St. Tropez tablolarını görün.

Neyse çok konuştum galiba şimdi ben birkaç St. Tropez fotoğrafı ekleyeyim yazıma daha sonra siz bunlara bakarak hayal kurun olurmu...






















http://www.binrota.com/PageDetail.aspx?PageID=25569




BİRKAN ALTUNYOLLAR 

 
Toplam blog
: 24
: 1081
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

Okur - yazar, dört işleme hakim, büyük - küçük tüm ünlülerle uyumlu ..

 
 
 
 
 

 
Sadece bu yazarın bloglarında ara