Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '21

 
Kategori
Deneme
 

St. Germain Kontu ile Randevu

Adam her taşın altından çıkıyor. Üstelik bunu normal bir insan ömrünün yetemeyeceği kadar uzun bir zaman aralığında yapıyor. Hakkında rivâyet muhtelif. Uzaydan geldiğine bile inananlar var! Güya Kont “asil dragon ırkındanmış, bu ırkın kökeni Draco/Ejderha takımyıldızına dayanıyormuş.” Duy da inanma… Ne yazık ki size Kont ile ilgili  “şu bilgi kesin doğrudur” diye bilimsel temelli bir bilgi aktaramayacağım. Bu Kont öyle derin bir muamma ki kimsenin bunu yapabileceğini de sanmıyorum. Ancak Kont’la ilgili kapsamlı bir kitap tavsiyesinde bulunabilirim.[1] Yok, eğer Ejderha takımyıldızının yerini sorarsanız o kolay. Önce gidip kendinize şehir ışıklarından uzak berrak bir gökyüzü bulun sonra da kuzey yıldızı Polaris’i... Büyükayı ve Küçükayı çevresindeki 88 takımyıldızdan birine gideceksiniz. Herkül takımyıldızının solundan geçin, Büyükkepçe’nin çanağından sapınca işte tam orada Ejderha’nın kuyruğunu göreceksiniz. Saint Germain Kontu eğer oralardan gelmişse bir hayli yol kat etmiş olmalı çünkü Ejderha takımyıldızı bizden 154.3 ışık yılı uzaklıkta…
 
Uzayda nasıl anılıyor bilemem ama dünya tarihinde Saint Germain Kontu kadar hakkında gizem uydurulmuş başka bir adam yok. Gizem avcıları onun tarihini Atlantis’e dayandırıyorlar.  Voltaire, Kont’dan “Dünyanın sırrının sadece Saint Germain ismindeki bir adam tarafından bilindiği söyleniyor… O her şeyi bilen ölümsüz bir adam”[2].diye bahsediyor. (Üstat muhtemelen şaka yapıyor)… Bazıları büyük bir serveti olan Kont’un felsefe taşını bulduğunu, Himalayalar’ı gezerken, “her şeyi bilen insanlar” ile tanıştığını, onlardan pek çok sır öğrendiğini anlatıyor Bu sırlardan biri simya, Kont’un kıymetsiz madenleri elmasa dönüştürebildiği söyleniyor. Uzaya çıkıp kendi etrafında dolaşan gezegenler gördüğü, dünyaların ayakları altında olduğu; Mısır piramitlerinde eğitime tabi tutulduğunu onunla ilgili iddialar arasında. Onun istediği zaman istediği yer ve zamanda olan bir zaman yolcusu olduğuna inananların sayısı hiç de az değil. 1820 yılında, yani muhtemel ölümünden 52 yıl sonra Karl von Hesen-Casel’in cenaze töreninde birçok kişi tarafından görünüp tanındığı söyleniyor. 18. Yüzyılda onun tarafından yazıldığı iddia edilen bir de büyü kitabı var. Adı “Üçgen Kitap”. Kont’a atfedilen ve muska şeklindeki biçimlendirilmiş şifreli bir el yazması bu. Şifrenin çözülmesi çok da zor olmamış. Üçgen Kitap’ın dünya dışı varlıklardan insan ırkına gönderilen gizli bilgileri içerdiğine inanılıyor. Kitapta belirli değerli nesnelerin yerini keşfetme ve insan ömrünü uzatma konusunda tılsımlar, semboller ve ritüeller var.[3]  Parşömenler ejderha çizimi ile açılıyor. “Musa'ya ifşa edilen, Mısır piramidinde keşfedilen ve Asya'da kanatlı bir ejderha ambleminin altında değerli bir şekilde korunan Kutsal Büyü" sözleri ile başlıyor. Çok havalı değil mi? Zaten anlatılanlara bakılırsa Kont’un kendisi de pek havalı imiş.
 
Bir grup onun çağlar içinde enkarne olduğundan emin. Kimilerine göre Francis Bacon ve Shakespeare aynı kişi, yani Saint Germain Kontu. Düşünsenize Platon’dan, Büyücü Merlin’e, Bacon’dan Kristof Kolomb’a kadar tarihe mal olmuş pek çok kişinin Saint Germain Kontu olduğunu iddia edenler bile var. Pek sevgili Scognamillo’a da Kont’un etrafında dönen gizem hikâyelerini anlatmayı seviyor;  “Günün birinde Kral 15’nci Louis’in sarayına gelip yerleşti. Bir rivayete göre Portekizli bir musevinin oğluydu. Başka bir rivayete göre de Strasbourglu bir doktorun oğlu ya da manastırdan kaçan bir İspanyol papazı veya 2’nci Franz Rackoczi’nin oğlu. Kimin nesi olduğu bilinmediği gibi, yaşı da bilinmedi. Saint-Germain’in. Yıllar geçer yaşlanmazdı, yüzyıllardan beri yaşadığını söylerdi. Kralın sarayına yerleşir yerleşmez, Saint-Germain, Paris sosyetesinin, soyluların salonlarını dolaşmaya başladı. Her yere davet edilir, hiç kimseyi davet etmez; en zengin sofralarda oturur, ağzına bir lokma yemek koymaz; sürekli olarak en çarpıcı ve en pahalı mücevherleri taşır, soylulara atalarından söz eder ve pek az kimsenin bildiği ayrıntılara girer, herkesi şaşırtırdı. Krala yaranmak için Saint-Germain bir ara casusluk da yaptı. Hollanda’ya geçti; oradan Almanya’ya, oradan da Rusya’ya Prusya Kralının hizmetine girdi ve her yerde herkesi şaşırttı; kurnaz bir diplomat, yakışıklı bir erkek, her telden çalan bir kültür ve bilim adamıydı Saint-Germain. Hollanda’da rastladığı Casanova’ya çizmiş olduğu ilk buharlı geminin planlarını gösterdi ve: ‘Bu keşfe bir yüzyıl sonra sahip olacaksınız’ dedi. Geleceği öngördüğü için Kraliçe Marie-Antoinette’i kurtarmaya çalıştı. Tarihi kaynaklara göre, ‘Olağanüstü Kont’ 4 Şubat 1784’te Almanya’nın Cassel kentinde öldü. Fakat tarihi kaynaklar ne derece doğru, bilinmiyor: 1789’da Marie Antoinette, Kontun imzasını taşıyan bir mektup alır. Benzer bir mektup, Kraliçenin yakınlarından olan Mme d’Adhemar’a da gönderilir. Mme d’Adhemar, ölü bilinen, Çin’den ve Japonya’dan döndüğünü söyleyen Saint-Germain ile karşılaşır. Bir yıl sonra ‘Ölümsüz Kont’ Viyana’da Gül-Haç’lı arkadaşlarıyla buluşur. Oysa onu herkes ölmüş bilmektedir. ‘Sizden ayrılıyorum, ‘ der kont. ‘İstanbul’da beni bekliyorlar. Oradan İngiltere’ye gideceğim, bir yüzyıl sonra kullanacağınız iki icat üzerinde çalışacağım. Bunlar, tren ve buharlı gemidir. Himalaya Dağları’na çekilip istirahat edeceğim bir süre. 85 yıl sonra yeniden ortaya çıkacağım.’ ‘Ölümsüz Kont’ hakkında çok şeyler yazıldı, tahminler yürütüldü fakat bugüne kadar ne gerçek kimliği ortaya çıktı, ne de gerçek görevi. Çok zengindi, mücevherleri değer biçilmezdi oysa servetinin kaynağı meçhuldü; çok bilgiliydi, geçmiş ve uzak tarihin olay ve kişilerini gözleriyle görmüş gibi anlatırdı; usta bir müzikçi ve bir ressam, usta bir kimyager ve bir dilbilimciydi. Bunlarla birlikte hiç kuşkusuz ki, aynı derecede usta bir casus, bir gizli ajan ve 18’nci yüzyılın şatafatlı gizemcilik dünyasının etkin temsilcilerinden biriydi”[4]
 
Kendisi ile ilgili oluşturulan hayali kronolojiye göre, adam kâh orada kâh burada:  ”1707 - Claude Louis de Saint - Germain dünyaya geliyor. 1758 - Paris’e geliyor 1760 - Hollanda’ya kaçıyor, Londra’da tutuklanıyor. 1762 - Rusya’da casusluk yapıyor. 1763 - Belçika’da Casanova ile karşılaşıyor, De Surmont adını kullanıyor. 1778 - Berlin’de görünüyor. 1784 - Cassel’de öldüğü söyleniyor.  1789 - Paris’te, kralın sarayında görülüyor. 1790 - Viyana’da “Güç-Haç” örgütünün bir toplantısına katılıyor. 1877 - Elena Petrovna Blavatsky onunla karşılaşıyor.”[5]
 
Soyağacını daha yakın tarihe dayandıranlar da var. Bu iddialara göre Kont, 1690'da Transilvanya Prensi II. Francis Racoczi'nin oğlu olarak dünyaya gelir.[6]. Madam Blavatsky’ninTeosofistleri, St. Germain'i,  “Yükselmiş Üstat”, tarihi manipüle eden gizli ölümsüzlerden biri olarak görüyorlar. Hayatının pek çok farklı kişiyle karıştırıldığını ve hakkındaki rivayetlerin çoğunun ipe sapa gelmez deli saçması olduğuna inansam da Kont’un garip bir hayat yaşamış ve gizemi henüz tam olarak çözülememiş tuhaf bir adam olduğu ortada.
 
Sahiden Kont’a atfedilen zaman dilimi kadar değilse de biz ölümlüler, normal ömrümüzden daha çok yaşaydık nasıl olurdu acaba? Guinness Dünya Rekorları’na göre,1997 yılında 122 yaşında hayatını kaybeden Fransız Jeanne Calment, en yaşlı insan olarak tarihe geçti. Bilim insanları ömrümüzün 120-150’a kadar uzatabilecek çalışmalar sürdürüyorlar. Öte yandan yapay zekâ yardımı ile sanal ölümsüzlüğün sağlanması için araştırmalar yapılıyor. Zihni bilgisayara giren, internete yüklenen insan, bedeninin eskimesini dert edecek değil elbet. Peki, tüm bunlar bize ölümsüzlüğü verecek mi? 150 yıl yaşayınca Saint Germain Kontu ile buluşup, ona hayatın sırrını mı soracağız? O kadar yaşayınca ne olacak? Transhümanizmin izinden gittik, hatta bedensiz zihinsel bir veri olarak yaşamayı sürdürebildik diyelim, bizden geriye kalan şey gerçekten biz mi olacak? Anılarımızı, yaşadıklarımızı öğrendiklerimizi kopyalasalar ve belleğe kaydetseler bile ruhumuzu nereye koyacaklar dijital dublörümüzün cebine mi? Zaten kim bu kaotik dünyada ölümsüz bir hayat ister ki?
 
St Germain Kontu o kadar çok rol çaldı ki, işin bilimsel boyutuna geçemedik. Bazı bilim insanları bizleriyaşlılıktan ve ölümden kurtarma fikrinden hoşlanıyor ve bu alanda çalışıyorlar. İnsan ömrünün biyolojik sınırlarını uzatmaya uğraşan nano- teknolojinin dâhil edildiği çalışmalardan bir sonraki yazımda bahsedeceğim. Tüm bu araştırmalarla gelecekte hiç değilse yaşlanmayı geciktirme amaçlı yeni klinik deneylerin önünün açılması umuluyor. Kont’un Ejderha Takımyıldızından gelmesi ne kadar sürer acaba? Ölümsüzlüğün sırrını bir de ondan dinlerdik…
 
 
[1]  Paul Chacornac, Ölümsüz ve Gizemli Saint Germain Kontu, Bilge Karınca Yay. 2018
 
[2] Frederick II. "Correspondance avec M. de Voltaire." Oevres Posthumes de Frederic II. Tome XIV. Amsterdam, 1789. Pages 255 - 257
 
[3]The Triangular Book of St. Germain https://en.wikipedia.org/wiki/The_Triangular_Book_of_St._Germain,(18.yüzyıla ait bu el yazması 2011’de yine üçgen formunda basılmış) ,Triangular Magical Manuscript of Saint Germain, Magnum Opus Hermetic Sourceworks, 2011
 
[4] Giovanni Scognamillo, Uzaydan Geldiler, Nurdan Yay., 1974
 
[5] Giovanni Scognamillo, İstanbul’un Gizemleri, Bilge Karınca, 2018
 
[6] Wilkie Arthur Collins, The Comte de St. Germain: The Secret of Kings,(Forgotten Books), 2008
 
 
Toplam blog
: 96
: 1137
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

 Hacettepe Üniversitesi mezunu, nörobilimden psikolojiye disiplinlerarası eğitime hevesli bir Türko..