- Kategori
- Siyaset
Statükoculuğun böylesi
Yine Nükleer Santrallar
Bu konunun tartışılması bile geri kalmışlık çığlıklarının ayyuka çıkmasıdır.
Hem de muhalefet lideri dillendiriyor. Yapmayın bu kadarı da fazla.
Türkiye'nin bir numaralı sorunu enerjidir. Enerjiye yılda kırk milyar dolar harcamazsanız teröre de önemli darbe indirmiş olursunuz. Geçmiş yıllarda bu ülkeyi yönetenler enerji konusunda yanlış politikalar yürüttükleri için toplum ve ülke gelişmesine çomak soktular.
Bugün gelişmişlik adına nutuklar atılıyor. Doğal gaz meselesi övülerek sözüm ona topluma birşeyler empoze ediliyor.
İyi yanları vardır elbette.
Ancak mahallenizde birisi komşusundan 1oo' aldığı domatesi size 350'ye satsa bozulmazmısınız?
Bugün Türkmenistandan 100 $ a alınan doğal gaz Rusya tarafından bize 350$ a kakalanıyor. Şehirlerimiz köstebek yuvası oldu. Zaten altyapı da yoktu ya. Sonunda meçhule doğru gidiyoruz. Bu yöntemle birilerinin zengin olacağı kesin ama bizim halkımız asla.. Bu yöntem pansuman tedbirlerinden öteye gidemez.
Çözüm enerji üretiminden geçmektedir. Bu, hidrojen olabilir, Rüzgar olabilir veya Nükleer enerji.
Dışarıdan gazel okumak kolay. Ama bir gerçek var ki o da hangi enerji bakanı gelse Nükleer enerjiyi savunuyor. Demek ki o işi biliyor.
GreenPeace"cilere soruyorum bazen "Allah aşkına hiç nükleer santral gördünüz mü?" diye. "Boynunu büküyor. Boyun bükenlerin karar verdiği bir ülkede statükoculuk diz boyu demektir. Bunlar yarın balıklar rahatsız oluyor diye Çanakkale tüpyoluna da karşı çıkarlar. Ama Japonların kilometrelerce tüplerini görmezlikten gelirler. Veya böyle eylemlerle avunmaya çalışırlar.
Nükleer Enerji konusunda ders vermekte olan ve Nükleer santralları yerinde görmüş birisi olarak şunu söylemek istiyorum:
Popülist politikalar ve söylemlerde şak-şak sesleri çok duyulur ama biliniz ki bölyle karambollarda ülkenin altı oyulur.