- Kategori
- Aşk - Evlilik
Şu bizim divane aşık
İnsan bir kere sevmeye görsün. Hayatı bir anda alt üst olur, ki zaten yakınmaktadır da monotonluktan. Ta onu görene kadar.
Vurulmuştur. Hem de ne vurulmak... "İşte" der, "bu bu kadın benim hayatımın kadını. Ben onsuz yapamam artık", der durur bizim divane aşık. Her sabah uyandığında normalliğinden hiçbir şey kaybetmeyen o masum güneş, o saatten sonra ona daha farklı görünür. İçinden der ki; "bu güneş ne kadar da güzelmiş de ben görememişim..."
Kendine dikket etmeye başlar bizim divane aşık. Bir hafta boyunca üzerinden çıkarmadığı yamalı ceketini artık haftada bir kez giymeye başlar; o da jilet gibi ütülü olarak. Zira gömleği de, ayakkaısı da öyle...
Onunla her buluşmasında eli ayağı titrer. Unutur ne diyeceğini. Aslında gece yatakta o kadar da çalışmıştır ona ne söyleyeceğini, nelerden bahsedeceğini ve onu nasıl güldüreceğini. Ama olmamıştır işte.
Dedim ya divane aşık bizimkisi. Böyle devam eder gider bizim divane aşıkın aşkı...