- Kategori
- Anılar
Şükriye Teyze

Şimdi hatırlıyorum da Allah rahmet eylesin bir komşumuz vardı. Rahmetli Şükriye teyze..
Çocukluğumuzda mahalle arkadaşlarımızla, yaz kış demez hep birlikte çeşitli oyunlar oynardık..
Her ne gün olursa olsun ama mutlaka bizler hep oyuna dalarız ve bunun içinde akşamın alacasını hiç, fark edemezdik..
Rahmetli Şükriye teyze de kendi elleriyle ektiği, o mis gibi karanfillerin kokup açtığı vede kınalı ve pelikli saçlarıyla evinin sokağa bakan penceresinde illa ki görünürdü..
Sanki daha o günden, çocukluk hatıralarımızda buluşacağını bilirmiş gibi, en hazır hali ve bütün doğallığıyla bize seslenir oda böylece yanımızda yerini alırdı..
Ama mutlaka!
- Çocuklar huuu.. Akşam ezanı okundu duymadınız mı? Kendiniz gibi güneşi de batırdınız en sonunda.. Doooğru evinize karanlık oldu. Derdi.
O günün tatlı yorgunluğundan ve de oyunlarımızdan arta kalan ter kir ve tozla birlikte bobiler gibi, soluğu evimizin kapısında alırdık..
Bu defa da annemin emir veren sesini ve talimatını işitirdik çocuk kulaklarımızla..
- Doğruuu banyoya.. Diye..
Bir yandan sabunla suyla boğuşur, bir yandan da merak içinde ve endişeyle sorardım anneme.
- Güneş neden batıyor? Yarın güneş doğmayacak mı anne? Diye.
Annem de;Şükriye teyzeniz size takılıyor..
Her Allah'ın günü kendinizle birlikte güneşide batırıyorsunuz diye. Yok öyle bir şey..
Hem güneş batıyor demek çok günah ''Güneş kavuşur.'' Derdi.
Tarih 2003 Mayıs zamanı
Gelen zaman getirmiyor geçmiş zamanı...
''Melekler yüreğinizden öpsün''
Sabiha Rana
Yedi düvel gönüllere ''Beyaz Düşler'' paylaşımıdır..
RESİM:Handler P.Tritto