- Kategori
- Felsefe
Şükürler sana Yâ Rabb!..

Et Nasıl Görür?!..
Gözlerim her yerde O'nu arar. Baktığım her şey'de Onu görürüm. O'nu görmeyen gözlere hep şaşarım.
O'nu duymayan kulaklara, O'nu anlamayan akıllara, O'nu his'setmeyen ruhlara hep şaşarım.
Bir hücrenin içinde, bir yumurtanın içinde, bir çekirdeğin içinde...
Hep, hep O'nu görürüm...
Baharın yeşilliklerinde, kış'ın bembeyaz örtülerinde, sonbahar'ın sapsarı güzelliklerinde, yaz'ın meyvelerinde...
Hep, hep O'nu görürüm...
Bir et parçası olan gözüme O, kendisini de görme özelliğini koymuş!..
Et görür mü?!..
Görüyor işte!..
O, ''Gör!..'' demese'ydi, nasıl görebilirdi ki?!..
Sonsuz şükürler O'na!..
Kafatasımın içindeki beyn'ime, Kendisini anlama-idrak etme kaabiliyeti vermiş...
Et düşünür mü?!..
Düşünüyor işte!..
Et ne anlar anlamaktan?!..
Anlıyor işte!..
Sonsuz Hamd'ler O'na!..
İşte ben insanım...
Hayvan olarak yaratmamış beni...
Nasıl şükr'etmem!..
Şükürler O'na ...Şükürler O'na!..
Her zaman, her yerde...
Şükürler Sana...Şükürler Sana Yaa Rabb!..
Bektaş Azizoğlu
12.05.2008, pazartesi
Üsküdar-İSTANBUL