Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '09

 
Kategori
Futbol
 

Sükut'u Hayal

Sükut'u Hayal
 

Pazar akşamı Fenerbahçe Trabzon’u çok rahat bir oyun sonrası yenerek liderlik koltuğuna kısa bir aradan sonra tekrar oturunca Türkiye’de bir çok kişi sükut’u hayale uğruyordu. Çünkü Fenerbahçe’nin son haftalarda aldığı olumsuz sonuçların da etkisi ile bu güruhun beklentisi mutlak Trabzonspor galibiyeti veya en kötü ihtimalle beraberlikti.

Halbuki bu insanlar Fenerbahçe’nin Emre ve Bilica’nın da bulunduğu ideal kadrosu ile çıktığı bir karşılaşmada kötü oynamasının ve kaybetmesinin pek olası bir durum olmadığını bilmiyorlar, Fenerbahçe zayıf Anadolu takımlarına karşı bile yenilip, kötü sonuç alıyorsa Trabzon karşısında kesin yenilir diye bir beklentileri vardı.

Trabzon karşısında skorun 1-0 olması sanki Fenerbahçe’nin zorlanarak kazandığı gibi bir izlenim yaratsa da, yaklaşık 7-8 net pozisyon yakalayıp rakibe sadece 2 pozisyon imkanı sağladığı bir mücadele oldu. Guiza’nın biraz şansı olsa bu maç 4-0 sona erebilirdi. Geçen haftaki yazımda da belirtmiş olduğum gibi kendisine çok uygun alanlar yakalayan Guiza bu karşılaşmada çok iyi performans gösterdi. Çok müsait pozisyonlarda goller kaçırmış olmasına rağmen, ofsayta da düşmeden Alex’in de varlığı ile 4 net pozisyon yakaladı ve 25 metreden de çok güzel bir vuruşu direkten döndü.

Carlos’un vedası ile birlikte Santos’un gerçek yerine yerleşmesi, sol öne yarı hazır Özer’in yerleşmesi, sağ tarafta Gökhan’ın önüne Kazım’ın yerine Mehmet Topuz’un yerleşmesi ile kanatlar iyiden iyiye çalışmaya başladığını gösteriyordu. Mehmet’in varlığı Cristian’ı bile rahatlatmakta, Daum’un ekibi örnek gösterilecek bir takım savunması uygulamasını hem de oyunu istediği gibi yönlendirerek ortaya koyuyordu. Sahadaki 11 istediği zaman tempoyu yükseltiyor, istediği zaman oyunu hemen rölantiye alıyordu. Volkan’a hiç iş düşmedi desek yeridir. 6.Dakikadaki ofsayt olmayan pozisyonda hakem ofsaytı vermese ve Trabzon’da o atakta golü bulmuş olsa bile muhtemelen değişen fazla bir şey olmayacak ve Fenerbahçe maçı 2-1 kazanacaktı.

Trabzon’un yakaladığı iki pozisyonun birinin asistini yapmasına rağmen Cristian Baroni, Alex ve Guiza maçın benim gözümdeki en iyi 3 adamı olurken, kendisine hiç iş/görev düşmeyen Volkan haricinde görevini yapmayan veya eksik yapan oyuncu yoktu.

Fenerbahçe bu kadro ve oyun kurgusu ile çıkacağı herhangi bir maçtan kolay kolay puan kaybederek çıkmayacaktır. Ancak Emre, Bilica, Lugano, Cristian, Alex ve Gökhan gibi kilit oyuncularından bir veya bir kaçının eksik olması durumunda, yan etkenlerinde olumsuz olması durumunda Antep, Beşiktaş, Kasımpaşa ve Eskişehir oyunlarında olduğu gibi puanlar kaybedebilir. Galatasaray maçındaki hareketinden dolayı Bilica’nın 3 maç ceza alması, Beşiktaş maçında Emre’nin sakatlanarak 3 maç oynayamaması bu kötü skorların kötü hakem yönetimleri ile birlikte en önemli etkenleri oluyordu.

Fenerbahçe’nin sezonun ilk yarısını sadece 1 puan farkla önde kapatıyor olması bazı şeylerin anormal seyrettiğinin işaretidir. Açıkçası sezon başında baktığımızda bu Fenerbahçe’nin fikstür dezavantajına rağmen ilk yarıyı rakipleri ile arasında sınıf farkı mevcut olan kadro yapısı ile en az 7-8 puan farkla önde kapatmasını bekliyordum.

Daum’un ideal kadroyu son haftaya kadar gerek Kazım ve Carlos’un varlığı, gerek sakatlıklar ve cezalılar yüzünden sahaya sürememiş olması nedeni kaybedilen puanların ligin ikinci yarısında tekerrür etmemesini diliyoruz.

Altay ile oynanacak olan gazoz kupası maçı sonrası yaklaşık 1 ay çubukluya hasret kalacağız..

Sheriff maçı ile Fenerbahçe macerasını sonlandıran Carlos’a bir gün tekrar bir yerde, bir şekilde karşılaşmak ümidi ile yolun açık olsun diyoruz.

Fenerbahçe’ye vermiş olduğun tüm hizmetler için “GRACIAS” Roberto...

Saygılarımla,

Muhittin KAYAKIRAN

mkayakiran@borusan.com

 
Toplam blog
: 72
: 623
Kayıt tarihi
: 12.11.09
 
 

1974 Adana Doğumluyum. İTÜ Makina 1996 mezunuyum. Hobilerim arasında film seyretmek, müzik dinlem..