- Kategori
- Sinema
Süper bir Kadın Tetikçi daha ...

GINA CARANO
Steven Soderbergh ilginç bir yönetmen. Gişe başarısını hedefleyen pahalı projeler ile bağımsız köklerine geri dönen, ara sıra, deneysel olarak bile tanımlayabileceğimiz filmler arasında gidip gelmeyi seviyor. 1989’da Cannes’da kazandığı Altın Palmiye ödülü ile kendisini tüm dünyaya tanıtan “Seks Yalanları-Sex, Lies and Videotapes” bağımsız ruhuna asla ihanet etmedi. Ana akım sinemanın son on yıl içinde en beğenilen ürünlerinden “Ocean” serisi onun imzasını taşıdı. Farklı filmler yapmaktan hiç çekinmedi siyah beyaz olarak Kafka’yı, kırklı yılları günümüze taşıyan “film noir” İyi Alman (The Good German-2006) , Tarkovsky’nin felsefevi bilimkurgusu Solaris’in (2005) yeniden çekimi, Che Guevera’nın iki bölüm olarak yaşam öyküsü ( vizyona bile giremeyecek kadar uzundu) onun zengin sinematografisinin farklı türlerdeki parçaları oldu. 2000’de “Trafik-Trafic” ile dört Oscar kazanırken aday olan diğer filmi “Erin Brokovich” ile yarışır. Brokovich de Julia Roberts’a Oscar kazandırır. En son belgesel akışında virüslerin yaydığı salgını anlatırken inandırıcılık ve bilimsel verilerin doğruluğu ile ilgilenmişti. Star kavramı onun filmlerinde farklı bir anlayışla karşımıza çıkar. Afişlerde adları en üstte yazılacak oyuncular kısa rollerde gözükür ve kaybolur. Diğer bir özelliği de filmlerinde senarist, kurgucu veya görüntü yönetmeni olarak kendisine başka isimler kullanıyor olması. Bir filmde senarist Sam Lowry olurken, görüntü yönetmeni Peter Andrews’de olabiliyor.
“Çapraz Ateş-Haywire” yetmişli yılların casus filmlerini hatırlatan öyküye ve görselliğe sahip. Kahraman bu kez kadın bir tetikçi Mallory Kane. Farklı ülkelerde aldığı görevleri başarı ile yerine getirirken kendisine bir kumpas kurulduğunun farkına varıyor. Bu kez canını kurtarabilmek için işverenlerinin canlarına okumaya başlıyor.
Yakın döğüş sanatları ustası Gina Carano’nun canlandırdığı Mallory karakteri filmin dörtte üç sahnesinde yakın plan durağan veya hareketli olarak karşımızda. Dövüş koreografisinin bu kadar net şiddeti hissettirdiği sahneleri uzun süredir seyretmedik. Hızlı kamera hareketleri yerine dövüşün hızı ve sertliği baş döndürüyor. Soderbergh kadın kahramanın sürüklediği bir aksiyon çekmek istemiş ve çekmiş. Öykünün inandırıcılığı için (veya sevdiği için) araya normal yaşamın aktığı şekilde uzun planlar koymuş. Örneğin kamera Mallory’nin beş dakikaya yakın süre arkadan, yandan, önden yürümesini çekebiliyor. Öykünün en sevimsiz yanı aksiyonun baş döndürücülüğü içinde çok arka planda kalması. Neyin ne olduğunu anlayabilmek için seyirci fazla bir çaba sarf etmiyor. Etmesine de gerek yok öyle komplike komplo yumağı yok. Mallory dışında herkes çift taraflı çalışıyor. Mallory bu yıl Hanna’dan sonra tanıştığımız ikinci süper kadın tetikçi oldu.
Görsellik yetmişli yılların havasını verebilmek için çoğu kez hafif bulanık, renklerde filtre skalası dış mekanlarda mavi, iç mekanlarda sarı arasında değişiyor. Soderbergh’in çoğu filminde olduğu gibi Evan McGregor, Michael Douglas, Antonio Banderas, Michael Fassbender gibi birinci sınıf oyuncular kısa rollerde gözüküyorlar.
Soderbergh kadın kahramanlı bir aksiyona heves etmiş ve çekmiş. Bağımsız, Avrupa sinemasına yakın duran akışına karşın farklı, özellikli olmayı başaramıyor. Kahramanı canlandıran Gino Carano’nun ustalıkla sergilediği yakın dövüş sahneleri dışında övülecek fazla bir şey yok. Yetenekli ve sinemaya vakıf usta bir yönetmenden vasat bir film.
ÇAPRAZ ATEŞ-HAYWIRE
YÖNETMEN: STENEN SODERBERGH
OYUNCULAR: GINA CARANO, EVAN MCGREGOR, CHANING TATUM, MICHAEL DOUGLAS,
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır