Suriye uçağının neden indirildiği Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından açıklandı...

Bildiğiniz gibi Suriye yolcu uçağını zorunlu inişe zorlayıp, Ankara’ya indirdik.

Uçağı Ankara’ya niye indirdik?

Silah taşıdığ43ı gerekçesiyle!..

Silah taşıdığını nerden anladık?

Hiç kimse alınan istihbarattan demesin, çünkü bu söylemi kimse yutmuyor!

Uçağın alınan bir ihbar sonucu indirilmediği, Ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından açıklandı.

Bülent Arınç, Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin açılış etkinliklerinde yaptığı konuşmada, tarihe ışık tutacak şu söylevi gerçekleştirdi:

"Bilindiği gibi, dün akşam bir Suriye uçağı, Rusya’dan Şam’a giderken Türk savaş uçakları tarafından mecburi inişe zorlandı. Çünkü Suriye’de rejim, halkına alçakla zulüm ediliyor. 30 bin insan hayatını kaybetti. Bunların içinde çocuklar var, kadınlar var, masum insanlar var. Karadan karaya halkla savaşamadığı için uçaklarla, helikopterle bombalıyor ve füze atıyor. Bu füzelere karşı yabancı ülkelerden silah sevkiyatı durdurulmuştu.

Bu, Birleşmiş Milletlerin de kararıydı. Sivil uçakların silah taşıması mümkün değildir. Dolayısıyla Türkiye uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkını kullandı ve içinde silah olduğu söylenen bu uçağın mecburi inişini temin etti. Yapılan aramalarda 180 kişilik uçakta 30 yolcu var. Bu rakam dikkat çekici! Kargo bölümünde de mühürlenmiş kapların içinde ise ne olduğu belli değil. Sivil bir uçak, içerisinde silah sayılabilecek veya buna yönelik teknik ve teknolojik ekipmanlar ele geçirildi. Bunlar üzerinde incelemeler yapılıyor. Bütün malzemeler indirildi. Sivil yolcuların gidişine izin verildi" diye konuştu.

Gördüğünüz gibi uçakta silah olabileceği, uçak havada iken çekilen röntgenin(!)de 180 kişi yerine 30 kişinin olduğu görülerek, uçağın zorunlu inişe zorlandığı görülüyor.

Öyle ya; 180 kişilik uçağa 30 kişi bindirilirse, bu işte bir bit yenikliği var! Geriye kalan 150 kişi yerine mutlaka uçakta silah taşınıyordur!

Zaten uçakta ne olduğu, uçağın gönderilmesine rağmen açıklanmadı. Ancak birçok dokümana el konuldu. Yani el konulan malzemelerin silah olabileceği Bülent Arınç tarafından söyleniyor.

AKP iktidarı, uluslar arası ilişkileri Balyoz, Ergenekon gibi davalarla karıştırıyor gibime geliyor. Biliyorsunuz o davalarda da sözde deliller kimseyle paylaşılmadı. Sonradan ortaya atılan ve delil olarak mahkemeye sunulan sanal verilerin, aslında gerçek dışı olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. Ancak atı alan Üsküdar’ı geçmişti! Ergenekon’da insanlar hala içeride, Balyoz sanıkları cezalarını alıp, kös kös cezaevinde tutuluyorlar.

Suriye uçağındaki elde edilen sözde silahların bir an önce gün yüzüne çıkartılıp, dünya kamuoyuyla paylaşılması gerekmiyor mu? Eğer bu sözde silahlar kamuoyu ile paylaşılmazsa, herkesi Türk halkı yerine koyan iktidar büyük bir yanılgıya uğrar ve sorulacak hesabın altından kalkamaz.

Tabi bu arada birde ağlamadan sorumlu Başbakan Yardımcımızın, Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’e verdiği destekten dolayı, Başbakan’dan ağlayarak özür dilemesi var.

Ne diyelim; Özür dilemek bir erdemdir!