Suriyeli'nin vahşeti

Akşam TV. Kanallarında haberlerde izledim. Suriyeli bir işçi patronunu vahşice gasp etmiş. Gaziantep’te,  Suriye’den kaçıp gelmiş genci Trikotaj Atölyesi sahibi, acıyıp yanına alıyor, ona iş öğretiyor, yediriyor, içiriyor ve iş yerinde iş veriyor. Bu kadar iyiliğe karşılık bu hain, nankör bir gün patronu tezgâhta çalışırken arkadan yavaşça yanaşıp elindeki demir çubukla kafasına defalarca vuruyor ağır yaralıyor, yere yıkılan patronunun cebinden üç yüz küsur lirayı alıp hiçbir şey olmamış gibi ellerini yıkayıp, montunu giyip, kapıyı da kilitleyip, kaçıyor. Henüz kendinden geçmemiş olan yaralı adam cep telefonu ile yakınlarına haber vermek suretiyle, hasta haneye kaldırılıyor, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.

Suriye’den kaçanlara sınırlarımızı açıp Ülkemize soktuk, onlara belli bir yerde barınma ve yiyecek olanakları sağladık. Neticede ne oldu, memleketimizin her yöresine yayıldılar. İşte yukarıdaki haberde olduğu gibi gasp, hırsızlık, kap kaç yapmaya koyuldular. Ankara’da şehrin göbeğinde parklarda çocuklar yerlere yatmışlar yanında annesi, kadının kucağında bebek, yanında iki adam ellerini açmış dileniyorlar. İçler acısı bir durum, insan olarak acıyorsunuz, yardım etmek istiyorsunuz, ama bu sorunu çözmek değil. Bizim de o kadar çok aç ve yardıma muhtaç insanlarımız var ki. Bunları Ülkemize sokanlar, sonradan olacakları düşünüp ona göre tedbirlerini almalıydılar. Parkın etrafında bulunan iş yerleri şikâyetçi. “Polise bildiriyoruz alıp götürüyorlar, biraz sonra serbest bırakıyorlar” diyorlar.

Geçen gün özel bir hastahanede kan alma ünitesinde yerde yatan 6 yaşlarında perişan bir çocuk, bebeği elinde bir anne ve genç bir adam. Hemşireye meramlarını anlatamıyorlar, Arapça konuşuyorlar. Kadın elindeki cep telefonunu yanlarına gelen Arapça bilen birisine verdi, adam Arapça konuştu, sonra onları Gazi Hasta hanesine gönderdiler. Kendileri Suriyeli mültecilerdenmiş, çocukları hastalanmış. İnsani yardım diyoruz ama onlar her gün bir olayla gündeme geliyorlar. İşi baştan sıkı tutmadıkları için her gün bu tip olaylarla karşılaşıyoruz. Üstelik bu mültecilerden varlıklı olanlar Türkiye’deki yakınlarının üzerlerine ev kiralayıp, mülk de alıyorlar. Böylece Türkiye’nin her yerine dağıldılar. Umarım bu duruma bir çözüm getirilir.

NAHİDE ÇELEBİ