- Kategori
- Öykü
SÜRPRİZ

görsel netten alıntı
SÜRPRİZ
Yaşamın kendisi bir sürpriz değil mi? İnsanların yaşamlarında çeşitli sürprizler oluyor, biraz sonra ne olacağı, başımıza nelerin gelebileceğini kim bilebilir ki. Belki de sırf bu yüzden sıkı sıkıya yaşama tutunmaya çalışıyoruz! Önümüzde henüz yaşanmamış ancak, sevgiyle, güzelliklerle dolu bir geleceğin bizleri beklediğine inandığımız için belki de bu kadar çok seviyoruz yaşamı! Geleceğimiz ile ilgili her şeyi biliyor olsaydık, sizce bu kadar sabırlı olabilir miydik? Yaşadığımız güzel şeylerden bu kadar keyif alabilir miydik?
Aşağıdaki öykü gerçek yaşamdan alınmış ve kişi isimleri değiştirilmiştir. Bu küçük öykülerimi ileride bir kitapta toplamayı planladım, bakalım bastırmak ne zaman kısmet olur.
Semih eşini ilk görüşte sevmiş onunla evlenip yuva kurmak için her türlü fedakârlığı göze almış. Ailesini gönderip Selma’yı istetmiş ama Selma’nın ailesi Semih’i fakir olduğu için istememiş ret cevabı vermiş. Bu durum, Semih’i çok seven Selma’yı çok üzmüş üzüntüden genç kız yataklara düşmüş, aradan bir müddet geçince Selma Semih’e kaçmış ve birlikte çok uzak bir şehre gidip yerleşmişler. Semih’in şansı yaver gitmiş çeşitli işlerde çalıştıktan sonra zengin olmuş. Bir kız iki erkek çocukları olan aile çok mutlu yaşarken bir gün Semih’in kaza geçirdiği ve hasta hanede olduğu haberi gelmiş.
Büyük bir üzüntü içinde olan Selma ağlayarak hasta haneye koşmuş. Semih’in yattığı yoğun bakım ünitesinin önüne gelen Selma, doktoruna sormuş: “Doktor bey gece ağır Yaralı olan ve şu an yoğun bakımda yatan Semih beyin durumu nasıl?” Doktor: “Hanımefendi Semih beyin dururumu çok ağır, biz ameliyat ettik gereken müdahaleler yapıldı, ama bu günü çıkarır mı bilemem, elimizden geleni yaptık, gerisi Allah’a kalmış. Yalnız bitişik odada yatan eşi ’nin durumu iyi kazayı hafif kırıklarla atlatmış.” Bu sözleri duyan Selma’nın başından aşağı sanki kaynar sular dökülmüş, hemen oradaki bankoya oturmuş.
Kendini toparladıktan sonra, bitişik odaya gelmiş, karyolada sarı saçlı, beyaz tenli, yüzünün muhtelif yerleri bantlı, dolgun dudakları çok güzel bir bayan yatıyormuş. Selma: “Geçmiş olsun hanımefendi, kazayı ucuz atlatmışsınız, siz Semih beyin nesi oluyorsunuz” Yaralı bayan yarı Türkçe yarı yabancı aksanı ile: “Teşekkür ederim ben Semih beyin imam nikâhlı karısıyım. Siz kimsiniz bir yakını mı? ” Sözlerini bitirmeden içeriye elinde çiçeklerle koşarak gelen 14 yaşlarında bir çocuk: “Anneciğim geçmiş olsun, babamın durumu nasıl o nerede yatıyor” diyerek annesine sarılmış. Bu durum karşısında bir kez daha yıkılan Selma. “ Ben de bir akrabasıyım” diyerek oradan ayrılmış.
Demek onca serveti bir çırpıda elinin tersi ile itip, babasının reddetmesine rağmen ailesini terk edip kaçtığı ve evlendiği, ona 3 tane evlat verdiği kocası, kendisini bir Rus kızı ile aldatıp ona imam nikâhı kıydırmış ve çocuk sahibi olmuş. Bu büyük sürpriz karşısında yıkılmış ve ağlayarak hasta haneyi terk etmiş.
NAHİDE ÇELEBİ