Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Nisan '18

 
Kategori
Şiir
 

Susku Kesiği

Susku Kesiği
 

 

ağır gövdesiyle yara yara boşluğu
gelip ortaya yerleşti susku

ölümün kıblesinde bir yarda
kapatırken adımlarını yaşama
dirlik tanımayan anıların gölgesinde
gitmekle kalmak arası
yalpaladı biran ürkek kuş yüreği

konuşup anlatacak kim vardı ki bunları
takılı kaldı bir an aklı
yok saymakla yaşanılanı
yaşanmamış mı oluyordu yaşananlar

içerden kanayan acı
dıştan kabuk bağlayan yarayı zorlarken
zaptedilemeyen son kurşunla geldi ölüm

varla yok arası
sanıp aldanılan, göze düşen gölge gibi
anlık oldu başlayıp bitişi
son sararan yaprak düştü dalından
aklındaki ölümü vurdu saat
susku kesiği zorladı ipi
devrildi sandalyeden yaşam

sevmişti, hem de çok sevmişti
üç günlük ömürde parayı ne etsindi
derme çatma evdi Osman’ın evi
saray olsun ağanınkisi
içine sevgi koyamadıktan sonra neye yarardı ki

basmadan, çiçekli bahar perdeler asacaktı
tenekede güller dikip dizecekti pencereye
kapı eşiğinde örgü örecekti bebesine elinde
beklerken Osman’ın tarla dönüşünü
bir sıcak çorbanın buğusunda tütecekti sevgi

diyemedi / duramadı güçlünün önünde
cılız nefesi hiç bir işe yaramadı madem ömründe
bir kez / yalnızca bir kez kendi karar verecekti
vururken suskuya bıçağı gülümsedi gözleri
işte bir kez 'insan' olmuştu âhir ömründe Ayşe

21 Haziran 2009
(.....adı olmayan kadınlara...)


Hâdiye Kaptan

(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

 
Toplam blog
: 467
: 145
Kayıt tarihi
: 16.05.11
 
 

Güzel Sanatlara tutkulu, Türk sanat müziği hayranı,  deniz ve İstanbul âşığı şiiryazar bir fâni....