Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '14

 
Kategori
Psikoloji
 

Taha Abi

Taha Abi
 

Dün akşam bir TV kanalında Taha Akyol ile Ekmeleddin İhsanoğlu’nun söyleşisini dinledim. Konuşmanın bir yerinde Ekmeleddin Bey, Taha Akyol’a “Taha Abi” diye hitabetti. Gayri ihtiyari irkildim. Bir Cumhurbaşkanının (şimdilik aday olsa da) kendinden birkaç yaş büyük bir gazeteciye “abi” diye hitap etmesi tuhafıma gitti. Ve gayri ihtiyari düşündüm, acaba bu iki kelimeden yola çıkarak bir karakter tahlili yapılabilir mi diye.

Seneler evvel, bir şirkete iş müracaatında bulunmuştum. O şirketin o zamanki Genel Müdürü bir Belçikalı idi ve sanırım adaylardan birini seçmek için daha doğrusu, doğru bir seçim yapabilmek için, insan kaynakları konusunda uzman bir aracı şirket (yabancı bir şirket) kullanıyorlardı.

Tabii, birçok kişiyle birçok mülakat ve bazı testlerden vb geçtikten sonra, Belçikalı Genel Müdür benden bir ağaç resmi çizmemi istedi ve bunun insan kaynakları konusunda uzman olan aracı şirkete ileteceklerini, onların bir isteği olduğunu söyledi.

Ben kendisine resim yapma konusunda çok kabiliyetsiz olduğumu ve ağaç resmi çizmekten bile aciz olduğumu söyledim. Ama kendisi ısrar edince, o anda benim de aklıma geldi, o zamanki Osmanlı Bankası reklamlarında veya logosunda kullanılan bir ağaç resmi vardı, ona benzeterek bir ağaç resmi yaptım (A4 büyüklüğünde bir kağıda) ve kendisine verdim.

Bu ağaç resmi üzerinden sanıyorum bir karakter tahlili yaptılar ama ben istememe rağmen bu analizi bana hiçbir zaman vermediler. Fakat beni de işe aldılar. Demek ki analiz sonucu pek de fena değildi.

Şimdi bu anımı neden yazdım. Elin yabancı insan kaynaklarında uzman olan şirketi bir ağaç resminden karakter tahlili yapabiliyorsa, iki kelimeden, yani “Taha abi”  lafından da bir karakter tahlili neden yapılamasın?

Ben psikolog veya bu işin uzmanı olmadığım için böyle bir tahlil işine teşebbüs dahi etmeyeceğim. Ama siz anladınız, bu işi uzmanlarına ciro ediyorum. Ancak bu bana bir anımı hatırlattı. AKP ilk iktidara geldiğinde bir Dış İşleri Bakanı atamıştı. O zamanlar bu Dış İşleri Bakanı, yabancı devlet başkanları ile veya Dış İşleri Bakanları ile konuşurken, arada sırada gülümser bir eda ile , “Yes Sir” diyordu. Onlardan biri de bir defasında arkadaşça bizim bakanın sırtını okşayarak “hadi bakalım sen buralarda fazla oyalanma da, memleketine git, şu konuştuğumuz işleri yap” mealinde bir laf etmişti de, benim de hiç hoşuma gitmemişti doğrusu, koskoca Dış İşleri Bakanımıza böyle davranması. Sanıyorum bizim bakanımızın iyi niyeti, ona saygıyla ve dostça “Sir “ diye hitap etmesi, yabancı bakana böyle kısmen laubali denebilecek şekilde davranabilme cesaretini vermişti.

Yorumu ve karakter analizini uzmanlarına ve istiyorsanız da sizlere bırakıyorum. Sürç-ü lisan ettiysek affola. Kalın sağlıcakla. 

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..