Tahkim’in gördüğünü PFDK nasıl göremiyor? (Fenerbahçe-Kasımpaşa maçı seyircili...)

Ne demeli, ne demeli?

PFDK, Fenerbahçe’ye “çirkin ve kötü tezahürat”tan cezayı kesmişti. Ama oyçokluğuyla kesilen ceza, Tahkim Kurulu’nca oybirliğiyle kaldırıldı.

Cezanın, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganının “çirkin ve kötü tezahürat”tan sayıldığı algısını değiştirme olanağı yok artık.

Kimileri, sözcüklerin ne anlama geldiğini düşünmeden, işi hemen “Fenerbahçe affedildi”ye bağladılar.

Kim, kimi affediyor?

Düşünce süzgecinden geçirilmeden verilen kararla gelen cezanın affı mı olur?

Kimse kimseyi affetmedi; o karar, yok sayıldı; o kadar.

Cezayı kesenler de, kaldıranlar da  hukukçu değil mi?

Kesenler için söyleyelim; ne yazık ki, evet!..

*****

Yıllardır olanlara, son zamanlarda gün ışığına çıkanlara bakarak, daha da çıkacakları varsayarak soralım:

Kime, neye güvenecek, sığınacağız?

Keyfiliğin neredeyse kurumsallaştığı, güvensizliğin başını alıp gittiği bir ortamda, sorulacak ilk ve tek soru budur. “Güç”ü elinde tutanın, yandaşlarını koruduğu, karşıtlarını cezalandırdığı algısı,  bir “toplum”un içine düştüğü acıklı durumu gösterir.

Kurumlar, “doğru” işler yapmaları gerektiği için orada bulunan insanlarla “güvenilir” olur. Bir yere gelmek, orada olmayı çoğu kez hak etmek anlamına da gelmiyor.

Kurumlarda işlerin niye kötü gittiğine, yönetimlerin niye kötü olduğuna kafa yormaya hiç gerek. Yasa yapan da, yönetmelik çıkaran da, “Ben yaptım oldu” anlayışıyla davrandığı için, işler de tümden iyi olmuyor.

Uygulama/lar, aksaklıkları, yapılanların yanlışlarla dolu olduğunu gösteriyor.

Ders almak mı?

Ne gezer!

Yasa, yönetmelik, daha yeni çıkmıştır, kıyısından köşesinden düzeltmeler başlar.

*****

Anımsayalım:

TFF, ikinci yarı başlamadan “Futbol Disiplin Talimatı”ndaki “çirkin ve kötü tezahürat”la ilgili bir düzenleme yaptı; “120 saniyelik süre sınırlaması”nı kaldırdı.

Değişiklik sonrası, ilk uygulama Fenerbahçe’ye yapıldı. PFDK, bu düzlenmeye dayanak Fenerbahçe’ye, “... 1 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama” cezasını oyçokluğuyla verdi.

Madde değişmişti, ama gelen ceza, eski cezanın üstüne geldi. Maddeyi yeniden düzenleyen ve değişikliliği uygulayanlar, “eksik iş” yaptıklarını nedense düşünmemişler.

Ama, son yıllarda görüyoruz ki, “hukukçuyum” demenin de bir ağırlığı kalmamış!.

Suç kimde?

Bunu, bu algıyı yaratanlarda..

*****

PFDK, Tahkim’den dönen bu kararıyla eleştirinin odağındadır; gözleri üzerine çevirmiştir. Neyse ki, Tahkim, kendine düşen sorumluluğu yerine getirdi; doğru olanı yaptı.

Nedir o?

“... çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu ihlalin aynı sezon içerisinde 5. kez gerçekleştirilmesinden dolayı FDT'nin 52/6. maddesi uyarınca 1 resmi müsabakayı kendi sahasında seyircisiz oynama (...) cezası verilmişse de; disiplin ihlalinin, FDT'nin 52/1. maddesinde yapılan mevzuat değişikliğinden sonra gerçekleşmiş 1. ihlal olması nedeniyle, FDT'nin 52/2.maddesi uyarınca netice cezanın 40.000.-TL para cezası şeklinde düzeltilerek onanmasına” oybirliğiyle karar verilmesi...

Tahkim’in gördüğü, anladığı gerçeği, oyçokluğuyla çoğunluğu sağlayanlar, nasıl oluyor da göremiyor?

Son söz:

“Bize bir yetki, bir kudret verilmiş, ama adaletimize güvendikleri için verilmiş.” (“Bir Yusuf Masalı”nın Cevdet Paşa’sı)

http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutce@yandex.com