Takalar geçiyor allı yeşilli....

Akdeniz'in en büyük yelken yarışı CAP ISTANBUL yarın saat 15.00de Fransa-Marsilya'dan start alacak. Onu Türk teknesi olmak üzere Fransız, İtalyan, İngiliz, Güney Afrikalı, İspanyol yelkenciler her teknede 2 kişilik ekiplerle yarışacaklar. 16 Haziran günü yarış sonrasında tüm teknelerin katılacağı bir gösteri yarışı daha İstanbul Boğazında yapılacak.

Haberi sizlerle paylaştım.
Bu ve benzeri yarışlarda kullanılan tekneler en az 200 000€ ( 360.000YTL) değerinde yarış makinalarıdır. Hatta bizde biraz moda, biraz statü göstergesi olarak satın alınan ve binilen tekneler de 60.000 Avrodan başlayıp 300.000 Avroya kadar bir skala içindedir.

Hiçbir zaman bu tekneler ilgimi çekmedi. Bülent ECEVİT'in o unutulmaz şiirini bilirisiniz: Bülent Ecevit'in Takalar adlı şiiri Modern Folk Üçlüsü tarafından bestelenmişti. Ecevit henüz DSP Genel Başkanı olduğu dönemde bu şiirini, Fuat Saka'nın "Lazutlar 2" albümünde yer alan "Alaca Katu Mota" parçasının müziği eşliğinde 'okumuştu'. Bu albümde Ecevit'in adı 'konuk sanatçı' olarak geçiyordu.

İşte, özellikle 1970'li yıllarda dilimizden düşmeyen şarkının sözleri.

takalar geçiyor allı yeşilli
takalar geçiyor dümenleri lazlı
takalar geçiyor en nazlı
yelkenlilerden de güzel
güvenli sularda işsiz dönenen
gezi yelkenlilerinden çok duyarak denizi
takalar geçiyor enginlere
yamalı göğsünü gere gere
takalar geçiyor yükle yürekle
takalar geçiyor emekle dolu
günlük güneşlik kıyılardan kopmuş
denizlerde anadolu
kıyılar kadın olmuş
açılır gider erkeği
takalar takalar
toprağın denizde çarpan yüreği

Tekneler bulundukları denizlerle özdeş olmalıdır. Limanlarına kıyılarına insanına uygun olmalıdır. Tekneler elektronik aletlerle donatılıp insanın bilgi birikimini, emeğini yok sayan son yüzyıl makinaları olmamalıdır.
Halatlar, ıskotalar pazu gücü ile çekilmeli, dümen yeksi elde rüzgar yanakta hissedilmeli, geceleri yıldızlar yol göstermeli, mevkii sekstantla alınmalıdır.
Modern elektronik cihazları külliyen reddetmiyorum. Her birinin en zor denizlerde nasıl yardımcı olduklarını da kendi deneyimlerimden biliyorum. Ama yine de denizi ve denizciliği insan emeği dışında görmek istemiyorum.

İşte bu nedenle klasik teklere tutkunum.