Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Takıldığın soruyu geç...

Takıldığın soruyu geç...
 

Hayat çoktan seçmeli bir sınav, takıldığın soruyu geç sonra dönersin. Yaşamak, tek tek yaprakları dökülen bir ağaç biraz da. Dökülen her yaprakta geçtiğimiz bir sınava seviniyoruz. Peki ya geçen yıllar? Peki hiç yapamadıklarımız, hiç yaşamadıklarımız ? Yarınlar, sonra yaparım demeler, hayaller ve avuntular elimizde kalan biraz da.

Her şeyin okulu var. Adam olmanın okulu yok ama. Ya da insan olmanın okulu yok. Hint inanışında yedi seviye sonra mı insan olunuyor? Acaba kaçımız hangi seviyeden beklemeliyiz? Samimi bir merhaba demek insanlara . Bizim emrimizde olanlara bizim ‘’günaydın’’ dememiz. Şirketin temizlikçisine başımızı eğerek selam vermemiz çok mu saçma?

Kutuptaki penguenler eksi kaç derecede bir yumurtayı tutuyor öylece. Kışın göbeğinde kar kıyamette el kadar kedi, yedi boğazı doyuruyor hem de çöplerden. Üstelik sen hiç yaşamaktan şikayet eden sıpa, eşek gördün mü? Akşama kadar karın tokluğuna dünyaları taşırken. Peki bize ne oluyor dostum? Hani şu zalim insana.

Eğitim sistemimizi değiştirmek gerek. En çok kazanan, en çok emir veren, omzu en kalabalık, ensesi en kalın olmak derdinde herkes. Mesele bu değil çocuğum. Mesele, her ne yapıyorsan en iyi yapabilmekte. Ve utanmamak en önemlisi bir civatayı , bir somunu sıkarken ekmek parası için. İnsanlığa faydalı, sevdiklerine yararlı ne yapıyorsan menzile biraz daha yaklaşmışsın demektir, gerisi kocaman bir teferruattır.

İnce belli bir bardakta demli çay. Yarin nazlı yanağı. Ayağına sarılan bebeğin ya da koca dana olmuş evlatların kokusu. Sararmış yaprakları seyrederek sonbaharı karşılamak. Radyoda ansızın diline düşen şarkının çalınması. Camına konan kuş, kuşun kanadındaki sihir. Gitmeyi hayal ettiğin o kasaba, kasabanın sahili. Peynir ekmeği coşkuyla yemek daha ne olsun?

Şehre yenilme ey dost! İster kılıcını çek, ister yüreğini göster ama yenilme. Özünü bozmamışsan ağzının tadı bozulmamış demektir. Tutan elin ayağın, taşıdığın o koca gövden sarsın sevdiklerini. Sana takılmamış madalyalar, alamadığın tazminatın, ıskaladığın bir servet varsa dahi dert etme. Kainatta hiç kimse alacaklı kalmaz bir gün senin olacak hakkın olan istediklerin ama gün veremem.

Sağlığın varsa, nefes alıyorsan sabahları uyanınca içine. Bir tavaya kıracak yumurtan varsa, evinde sana cilve yapan bir kedin. Sevdiklerinin sesi geliyorsa mutfaktan ve çok büyük, çok yürekli bir ülken varsa.

Takıldığın soruyu geç, hiçbir şey takılmaya değmez hayatta. Sonra geri dönersin çözmek için….
 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..