- Kategori
- Spor
Takım sporlarında doping 1

Doping emek hırsızlığıdır.
Üstelik birkaç günlük emeğin değil, yıllarca süren emeğin çalınmasıdır.
Düzgün bir sporcu düşünün. Yıllarca yapılan antreman, düzenli hayat, iyi beslenme ve çok çalışma ile performansını arttırıyor.
Diğeri ise sadece sabah kahvaltısından sonra bir ölçü doping alarak, rakibine üstünlük sağlıyor.
Bireysel sporlarda federasyonlar bu konuda çok titiz. Titizler ama işleri de kolay. Tarama yapmaya gerek yok ! Dereceye girenlerden numune al, testi yap, bitti !
Neticede haksız madalya ya da ünvan kazanmak zor. Sadece yakalanmayacak kadar üstün "teknoloji" ürünü doping kullanıyorsan, o başka...
Peki takım sporlarında durum ne ?
Bir nevi piyango. Kısa çubuğu çeken gider.
Maçın iptal olması için 2 kişide doping çıkması lazım.
Kaç kişiden numune alınıyor ?
2
Eee, nasıl olacak? 12 ya da 16 kişilik bir takımın yarısı dopingli olsa 2 de 2 bulmak % 50'den az bir ihtimal.
Ya bu kural değişecek ya da doping yapan sporcuya çok ağır cezalar verilecek.
Mesela, 3 yıl spordan, ömür boyu milli takımdan men cezası ....
O zaman bu konu da bireyselleşir. Sporcu kendi riskini kendisi taşıyacağı için daha dikkatli olur.
Şimdiki durum ne?
Sporcu (ya da diğer bir deyişle sporcu müsveddesi) yakalanıyor.
- Efendim, ben bilmiyorum nerden gelmiş bu madde. ( Herhalde horoz şekerinden gelmiyor doping )
Hem zaten herkes benim nasıl bir adam olduğumu bilir. Ben böyle şeylere tenezzül etmem. Bak kaç defa da milli oldum !
( Etmişsin işte ! Bu doping maddeleri doğada yok. hepsi pahalı ve illegal üretim.)
- Eh peki bari, sen ne de olsa tanınmış ( hatta bazen milli) bir adamsın. Sana yarım dönem spordan men. Ama bak bir daha olursa kulaklarını çekerim !
Netice?
Takım şampiyonluğunu alır, (ya da ihtiyacı olan galibiyeti) sporcu tam maaşını. Hem artık işi de garantidir. Ne de olsa gazi oldu.
Bu arada gelsin buram buram hamaset saçan açıklamalar.
Kamuoyu da unutur gider. Zaten üstünde durmamıştır ya...
Edebi ile mücadele edip, dopinge kaybedenler de derdine yanar !