Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Takunyalılar

Bu iş aslında türbanla değil TAKUNYA ile başlamıştır. Rahmetli Ecevit’in MSP ile

kurduğu koalisyon’un bir sonucudur. MSP nin iktidar ortağı olması ile Kamu Kurum ve

Kuruluşlarının envanterine, yani demirbaşlarına takunya dahil edilmiştir. Merak edenler

şu anda özelleştirilmiş dahi olsa kamu iktisadi teşekküllerinin ile kamu kuruluşlarının demirbaş kayıtlarına bakıp Ne kadar takunyanın dahil edildiğini görebilirler. Bu bürokrasi öyle bir bukalemun dur ki, her iktidarın rengine bürünür. Yalakalığının sınırı yoktur. MSP iktidar ortağı olunca daire başkanlıklarına getirdikleri badem bıyıklılara yalakalığını göstermek için, sadece cenaze namazlarına katılmışların, Cuma günleri takunyaları ellerinde daire başkanın aptese çıkacağı saatte kapısında sıraya girer olmuşlardır.

Çünkü yükselmenin, maaşa zam yaptırmanın, tayin olabilmenin yolu böyle görülmüştür.

12 Eylül öncesi ABD tarafından yazılan senaryonun uygulaması bu şekilde başlamış, tüm kamu kurum ve kuruluşlarını peyderpey ele geçirmiştir. Son gelinen nokta malumunuzdur. Tüm kurumlar ne haldedir. Bundan 7 yıl önce, çalıştığım kamu kurumunda stajyerliğini bitirmiş bir kızımız ziyarete geldi. Başında türban ve ayaklarına kadar uzanan bir pardösü. Yaz günü ve kızımız bayağı terlemiş. Stajyerliği sırasında başı açık ve bu tip siyasallaşmayı bilmeyen bir öğrenciydi.

Ailesinin geçim sıkıntısı her halinden belli olduğundan, dairedeki bayan arkadaşlar bayram yaş günü v.s. bu kızımıza giyecek olsun her türlü yardımı yaparlardı. Bu halini görünce herkes aynı anda soru yağmuruna tuttu kızcağızı. Neden tesettüre girdin?

Kızın verdiği cevap çok basit. Geçim sıkıntısı. Meğer o mahallede , İzmir gibi bir yerde, 2002 seçimleri öncesinde bu fakir ailelere ulaşmış takunyalılar. Tesettüre bürün her türlü desteği verelim. Nitekim kızımızın ailesinin son çıkar yolu bu olmuş. Başka çaresi de yok. Aile nüfusu kalabalık. Baba yetiştiremiyor.

Aslında kafaları berrak bir aile. Gözü kör olsun fukaralığın. Bu fukaralıktan faydalananların da.

Siyasi İslam, ılımlı İslam ve 2.Cumhuriyetçiler. Hepsini peydahlayan ABD ve işbirlikçileri.

Ülkemizi nerelere götürmek istedikleri artık ayan beyan belli oldu. Ekrana çıkan profesör, Milliyetçi Cephe Hükümeti döneminde 3 ayda öğretmen yapılanlar gibi. Arka kapıdan mezun olanlardan. Özgürlükler her yerde olmalıymış. İktidarın baş yalakası gibi. Neyin özgürlüğü. Senin okulunda türbanı ile gelip okuyacak. Türban siyasi simge mi. Evet. Yetkililer tarafından tescil edildi mi. Evet. Bu kızımız mezun olup mesleğini icra edecek. Nasıl edecek , türbanıyla. Başını açması mümkün mü. Hayır. Bu kızımız. Doktor, Hakim, Savcı, Tapu Memuru, Vergi Dairesi Memuru, Sağlık Memuru, Daire Başkanı, Genel Müdür olduğunda Türbanını çıkaracak mı?Hayır. Dinini özgürce mi yaşayacak yoksa dikte edilenleri o kurumda dikte edecek. Neyin özgürlüğü. Siyasi islamın. Şeriatın. Bu profesörlerin yapmak istedikleri ne? Gayet açık. ABD’nin Büyük Orta Doğu projesinin basamak basamak hayata geçirilmesine yardımcı olmak.

Ülkemizde işsizlik almış başını gidiyor. Köyden kente göç son 6 ayda iki kat artmış.

Dış ticaret açığı, dış borçlanma 2’ye 3’e katlanmış.Uluslararası mali kriz çok büyük boyutta.

ABD mali çöküntü yaşıyor. Mart kapıdan baktıracak. ABD’de işsizlik parası başvurusu 2 ye katlanmış.

Biz türban ile kamufle etmeye çalışıyoruz. Vatandaş karnını doyuramıyor. Bizi neyle uğraşmaya sevk ediyorlar.

Türk halkı bu kadar uyuyor mu? Nerede kaldı emperyalizme, işgale karşı mücadelemiz. 80 yıl önce bu tartışmalar varmıydı. İnsanlar Müslümanlığını yaşamıyormuydu? Başörtüsü vardı da çene altı bağlanmıyor muydu? Hatta çene altından geçirilip çabuk çözülmesin diye baş üstünde düğüm atılırdı. Benim anneannem, babaannem Müslüman değimliydi. Beş vakit namaz kılıp, tüm dini vecibelerini yerine getirdikleri halde. Yıl 1972-73 . Amcam aniden solculuğu bırakıp, Müslüman olduğunu açıkladı. Kendi çıkardığı dergilerden, arkadaşlarından koptu. Entelektüelliği ailemizde hep konu olduğundan, aile ortamında tartışmalar başladı. Eşinin başı açık o zamanlar. Tartışma ortamında , ‘’ artık yengemin başını da kapattırırsın, annemim elini de sıkmazsın ‘’ dedim. Demez olaydım. Hışımla ayağa kalkıp beni cahillikle suçlamıştı. Ne alakası varmış?

Evet alakası oldu. Geçmedi yengemin başı ilk önce başörtüsüyle, ilerleyen yıllarda türbanla kapandı. Şimdi tesettüre büründü. Kızları da aynı. Annemin elini uzun süre sıkmadı. Herhal yaşlandı annemim elini sıkıyor artık. Bakın nerelerden nerelere geldik. Ekonomik yapı, emperyalizm bizi yakında birbirimize düşürecek ben asıl bundan korkuyorum. Çocuklarımızın geleceğinden korkuyorum. Nasıl bir ülke bırakacağız.

Nasıl bir ülke olacağımızı ABD ve AB belirliyor aslında. Asıl gücendiğim; yerli işbirlikçiliğe soyunan milliyetçiler. Nasıl böyle bir tuzağa düşerler. Hala akıllanmadılar mı? Zamanında Süper Nato’nun adamı olarak, tam bağımsızlığı savunanlara saldırdıkları gibi aynı taşeronluk devam ediyor mu? Milliyetçilerin tabanına sesleniyorum. Ağababaların kulağını çekin. Bakın oy kaygısından nasıl çark edecekler.

Aman şu ikinci cumhuriyetçi solculardan uzak durun. Bu günlerde ne halt edeceklerini bilmiyorlar. Özgürlük kelimesi saplantıları olmuş. Hayatlarında özgürlükleri hiç kısıtlanmadığı halde. Esas tak iyeci bunlar. Adamlar açıklıyorlar. Türban siyasi simgedir. Birileri de Türk Silahlı Kuvvetlerini bir yerlere çekmek istiyor. Bunlar da Ortanın Solu. Vatandaşlarıma sesleniyorum. Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı. Türkiye mozağininin en ince ayrıntısı düşünüldü. Din, dil, ırk en ince eleklerden geçirildi.

ABD ve AB şeytanları 80 yıldır bu ülkeyi yıkamadılar. Yıkamayacaklarda.

Ancak; yerli işbirlikçilerinin o gömlekleri ne olacak bilmiyorum.

 
Toplam blog
: 58
: 708
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

Erzurum 1959 doğumlu. İşletme mezunu. Bir Kamu şirketinin Muh.Md.Yrd.'dan emekli. Kent yaşamının zor..