Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '11

 
Kategori
Deneme
 

Tamamlanamayan yazılar ve Martı

Tamamlanamayan yazılar ve Martı
 

Net'ten


Hep bir yarım kalmışlık hali son zamanlarda.

Eksik kalmış duygular yanı başımda. Hep bir yarım kalmışlık hali son zamanlarda.
Eksik kalmış duygular yanı başımda.
Genetik kodlarımın sebebi; çakır gözlerini  kapatıp  tamamladığı yaşamının bende bıraktığı etkilerinden mi bu yarım kalmışlık duygusu?
Hissettiğim bu eksiklik hali her yerde.
Ama en önemlisi yarım kalmış yazılarda !!!
Kimi bir paragraf, kimi yarım sayfa olan tamamlanamamış yazılar sağımda solumda.
Birer sözcük daha ekliyorum ama olmuyor. Devamı gelmiyor.
*
Tam umutsuzluğa kapılmışken buraya kadarmış derken yine martılar giriyor gündelik telaşlarımın yanında yaşadığım kaygılarımın arasına. Ama bu sefer varlıklarıyla, çığlıklarıyla değil öyküleriyle…
O unutulmaz öyküsüyle ve yaratıcısıyla(Richard Bach) bir derginin sayfalarından çıkıp geldi karşıma martı Jonathan.
*
En büyük tutkusu uçmak olan Bach, yaşamının daha başında altı çocuk babasıyken hayatla cebelleştiği dönemlerinde, bir gece dertlerinden bir parça uzaklaşmak için tek başına yürüyüşe çıktığında “Martı Jonathan Livingston” adını duyar. Gecenin sessizliğinde duyduğunu sandığı bu sesle yazmaya  başlar.
Sıradan bir yaşam yerine dışlanmayı göze alan, uçmanın sadece yemek bulmak olmadığını düşünen, öğrenmeye isteğiyle dolu ve özgürlüğe düşkün  martının sıra dışı öyküsü çıkar ortaya.
Öykünün ilk kısmı bu mucizevi sesle yazılsa da bu ses aynı hızla kaybolmuştur. Bach hikayeyi bir türlü bitiremez.Yazdıklarını bir kenara koyup yaşam mücadelesine devam etme kararı alır.Gittikçe zorlaşan yaşam koşulları ile uğraşırken duyduğu aynı mucizevi sesle öykünün devamını sonradan  tamamlayan Bach kitabını ancak iki yıl sonra yayınlatabilir.
*
Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazan Bach; uçmaktan ve insanın özgürlüğü keşfetmesinden bahseder hep.Yazdığı bir çok kitapla  insanları özgürlüğe, hayallerinin peşinden ne olursa olsun koşmaya sevk eder aynı zamanda.
“Martı” isimli kitabında  sınırları aşmanın hazzını ve korkuyu yenmenin gururunu anlatır. Öyle güzel anlatır ki Martı Jonathan gerçek bir martı olarak yer eder belleklerimizde.
Kitabın sayfalarını tekrar tekrar çevirirken  Jonathan ile bir kez daha karşılaşmanın sevinci doldu içime.
*
Yüreği sevgiyle dolmuştu.””hiç mi sınır yok yok Jonathan”diye düşünerek gülümsedi.Öğrenme yarışı başlamıştı.
*
Aralık 2011 / Kurşun
 

Genetik kodlarımın sebebi; çakır gözlerini  kapatıp  tamamladığı yaşamının bende bıraktığı etkisinden mi bu yarım kalmışlık duygusu?

Hissettiğim bu eksiklik hali her yerde.

Ama en önemlisi yarım kalmış yazılarda !!!

Kimi bir paragraf, kimi yarım sayfa olan tamamlanamamış yazılar sağımda solumda.

Birer sözcük daha ekliyorum ama olmuyor. Devamı gelmiyor

*

Tam umutsuzluğa kapılmışken buraya kadarmış derken yine martılar giriyor gündelik telaşlarımın yanında yaşadığım kaygılarımın arasına. Ama bu sefer varlıklarıyla, çığlıklarıyla değil öyküleriyle…

O unutulmaz öyküsüyle ve yaratıcısıyla(Richard Bach) bir derginin sayfalarından çıkıp geldi karşıma martı Jonathan.

*

En büyük tutkusu uçmak olan Bach, yaşamının daha başında altı çocuk babasıyken hayatla cebelleştiği dönemlerinde, bir gece dertlerinden bir parça uzaklaşmak için tek başına yürüyüşe çıktığında “Martı Jonathan Livingston” adını duyar. Gecenin sessizliğinde duyduğunu sandığı bu sesle yazmaya  başlar.

Sıradan bir yaşam yerine dışlanmayı göze alan, uçmanın sadece yemek bulmak olmadığını düşünen, öğrenmeye isteğiyle dolu ve özgürlüğe düşkün  martının sıra dışı öyküsü çıkar ortaya.

Öykünün ilk kısmı bu mucizevi sesle yazılsa da bu ses aynı hızla kaybolmuştur. Bach hikayeyi bir türlü bitiremez.Yazdıklarını bir kenara koyup yaşam mücadelesine devam etme kararı alır.Gittikçe zorlaşan yaşam koşulları ile uğraşırken duyduğu aynı mucizevi sesle öykünün devamını sonradan  tamamlayan Bach kitabını ancak iki yıl sonra yayınlatabilir.

*

Kitaplarının çoğunu kendi hayatından esinlenerek yazan Bach; uçmaktan ve insanın özgürlüğü keşfetmesinden bahseder hep.Yazdığı bir çok kitapla  insanları özgürlüğe, hayallerinin peşinden ne olursa olsun koşmaya sevk eder aynı zamanda.

“Martı” isimli kitabında  sınırları aşmanın hazzını ve korkuyu yenmenin gururunu anlatır. Öyle güzel anlatır ki Martı Jonathan gerçek bir martı olarak yer eder belleklerimizde.

Kitabın sayfalarını tekrar tekrar çevirirken Jonathan ile bir kez daha karşılaşmanın sevinci doldu içime.

*

Yüreği sevgiyle dolmuştu.””hiç mi sınır yok yok Jonathan”diye düşünerek gülümsedi. Öğrenme yarışı başlamıştı.

*

Aralık 2011 / Kurşun

 

 
Toplam blog
: 193
: 998
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Kırklı yaşlarda başladığım yazma serüvenine elli li yaşlarda da devam etmeye çalışıyorum. Ünivers..