Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Eylül '13

 
Kategori
Güncel
 

Tarih ahlakı

Tarih ahlakı
 

Tarih nedir? Geçmiş mi? Geçmişten geleceğe kalanlar mı? Bilmek istediklerimiz mi? Bildiklerimiz mi? Veya geçmiş neden bilinmelidir? Gelecek değil midir asıl bilinmesi gereken, o bilinemezken geçmiş neden bu kadar önemlidir? Geçmiş değiştirilebilir mi? Herkesin aynı olay karşısında farklı bir geçmişi olabilir mi?

Tarih kavramını sorgulamaya ve bu soruları sormaya beni iten geçenlerde okuyup bitirdiğim Mustafa Armağan’ın “Kazım Karabekir’in Gözüyle Yakın Tarihimiz” isimli tarih kitabı oldu. Kitap İstiklal Savaşı mücadelelerimizi bilinen resmi söylemden farklı olarak Kazım Karabekir Paşa’nın eserlerinden ve anılarından yola çıkarak anlatıyor. Fakat anlatılanlar, okudukça sizi şaşırtacak, sarsacak, size tarih kavramını sorgulatacak ve sorular sorduracak cinsten…

Anasınıflarından beri bir cerrah hoyratlığıyla beynimize dikilmeye çalışılmış o kurgusal tarihin çatırdadığını duyuyorsunuz harf harf, kelime kelime ilerledikçe. Kim ne yapmış, kim niye yapmış, bunları sorgulamayı kitaba bırakıyorum. Beni en çok etkileyen (yaralayan) koskoca bir ulusun tarihinin nasıl bu kadar rahatça örtbas edilmeye çalışıldığı, insanların gözlerinin içine baka baka gerçeklerin çarpıtıldığıydı. Yanlış anlaşılmasın, bu yapılanların altında yatan dünyevi menfaatleri ve ilişkileri fark etmiyor değilim, kabullenemediğim böyle bir ahlaka nasıl sahip olunabileceği. Çünkü bence her kötü eylemin altında, o kötü eylemden de vahim bir ahlak zafiyeti ve yoksunluğu yatmaktadır. Bu sebeple ahlaklar düzelmedikçe eylemler düzelmez.

Ahlak problemi olunca, yalan söylemek, kandırmak, çarpıtmak, iftira etmek sizin için sıradan bir eylem haline gelebiliyor. Vicdanın besini ahlak olduğundan, vicdanınızın da sesini duymaz oluyorsunuz. Bu yalanların, iftiraların getirilerini de bu yüzden gönül rahatlığıyla sahiplenip tüketiyorsunuz. Ahlak problemi olunca, öldürmek, saldırmak, parçalamak, zulmetmek sizin için iyi ve gerekli bir eylem haline bile gelebiliyor. Veya hak yemek, adaletsizlik yapmak, kayırmak, göz boyamak…

İşte beni en çok ürküten de bu ahlak problemiydi. Hadis de, “Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları eritir.” buyruluyor. O halde geçmişe ve geleceğe doğru bakmak için öncelikle ahlak problemimizi gidermeli, bu büyük günahın vebalini üzerimizden atmalıyız. Bence o zaman yazının başındaki sorulara doğru cevaplar verebiliriz.

 
Toplam blog
: 50
: 445
Kayıt tarihi
: 19.05.12
 
 

1983 yılında doğdum. Hayatın yoğunluğundan fırsat buldukça yazarak rahatlamaya çalışıyorum. Yazma..