Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Aralık '13

 
Kategori
Güncel
 

Tarih yine siyaseti vurdu

Tarih yine siyaseti vurdu
 

03 Kasım 1996'da meydana gelen Susurluk kazasına karışanlar


Okumalarımızı bir yana bıraksak bile yaşayarak da anlıyoruz ki tarihin tekerrürü önlenemiyor. Çünkü çıkar, ün ve yeniden seçilebilmek için her yolu mubah gören siyasetçiler birilerini kullanarak yollarına devam etmek emeli ile her yere sızmış olduklarından kör dövüşü içerisindeki yansımalar birbirine benzer ilişkileri tekrarlıyor.
 
Susurluk Kazası ile bugünlerde gündemde bulunan 'para-ticaret-vurgun-siyaset-cemaat' çarpışması arasındaki benzerlikler yakında başlayacak olan Yargı süreci bağlamında bakalım ne gibi sırları ortaya çıkartacaklardır. Umarım bu süreçteki araçlar, maşalar, elebaşlar ile gizli amaçların neelr olduğunu da öğreneceğiz.  
 
Son olarak gündeme düşen para-ticaret-rüşvet-siyaset-adalet üçgeni bağlamında İstanbul eski emniyet müdürü Hüseyin Çapkın: Biz çarpamadık ama birileri bize çarptı' açıklamasının ayır bir önemi vardır.
 
Tarihin tekerrürüne bir örnek olarak Susurluk Kazası da bir çarpma değil miydi?
Bilindiği gibi '03 Kasım 1996'da saat 19:25 sularında Balıkesir-Bursa kara yolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, yasa dışı polis-mafya-aşiret ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren skandal Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandallarından' biridir. 
 
Kazanın ardından kamuoyu, 'devlet, siyaset, mafya' üçgeninde yasa dışı ilişkilerin ortaya çıkartılmasını talep etmiş ve 'Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan gelişmeler hakkında (fasa fiso), Adalet Bakanı Şevket Kazan ise ışık kapatma eylemiyle ilgili olarak (Mumsöndü oynuyorlar) açıklamasında bulunmuştu. Böylece REFAH-DYP-ANAP dayanışması da çökmeye başlamış, iktidar savaşları daha bir kızışmaya doğru yönelmişti.
 
Son beş gün içerisinde kamuoyunun ilgisine sunulan Emniyet-Siyaset-Cemaat ilişkisi o eski günlerdeki ilişkilerde yer alan Batı türü Emniyet-Siyaset-Mafya ilişkisi bağlamında nasıl bir benzerlik taşıyor değil mi? Dileğim şu ki karanlık işler tasarlayan kimi büyük başların nice çıkar ilişkilerine araç olarak kullanılan kişilikler en aza indirilerek çağdaş bir toplum olma yolunda daha güvenli bir biçimde ilerleyebileceğiz. Böylece atalarımızın 'bir musibet bin nasihatten iyidir' sözü gereğince her kişi bu gibi çirkin ilişkiler ağından gerekli dersleri çıkartarak para-ticaret-siyaset-eğitim ve yargı ilişkilerinde olması gereken seviyeye ulaşılmasına kavuşulacaktır. Bu da kolay bir yolculuk değil. Eski deyişle 'safraları atmak' gerekiyor, yoksa yükselemeyiz. 
 
Bu gelişmeleri de yorumlamış olan Mehmet Akif ERSOY'un Kıssadan Hisse adlı dörtlüğünü bir kez daha okuyalım dilerseniz:
 
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! 
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? 
' Tarih ' i ' tekerrür ' diye tarif ediyorlar; 
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..