Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '09

 
Kategori
Fotoğraf
 

Tarihe not düşmek ve fotoğraf

Tarihe not düşmek ve fotoğraf
 

ABD'nin attığı Napalm bombasından kaçan Vietnamlı çocuklar


Tarihe not düşmek… Bu birçok kişinin, tarih boyunca ilgisini çeken, heyecanlandıran bir istek olmuştur. İnsanoğlu, yazının bulunuşundan çok öncede bunu istiyordu. Bu amaçla olmasa da, bu düşünceyle, belki bir iz benden geleceğe diyerek, mağara duvarlarına resimler çizmişlerdi. Zaman geçti. Bin yıllar, bin yılları kovaladı ve yazı bulundu. İnsanoğlu, bu sefer tarihe not düşmek isteğini, yazı ve resimle devam ettirdi. Çinlilerin “resmî tarih”leri, Hititlerin “anal”ları, bu amaçla ve bu düşünceyle yazılmıştı. Bunun yanında resim ve resimle bağlantılı olan sanatlarda devreye girmeye başladı. Heykel, kabartma, mimârî ve daha birçok sanat dalı, tarihe not düşmeye başladı. Tabii ki, hepsinin böyle bir düşüncesi ve amacı yoktu. Birçoğu sadece sanat için ortaya koyuyordu, bu eserleri ama yine de ortaya koydukları bu eserlerde tarihe düşülen bir nottu. Tarihe not düşmek, alanında uzun yıllar sonra, yine bin yıllar bin yılları kovaladıktan sonra bir sanat dalı, bir bilim yardımcısı çıktı ortaya. Artık Avrupa ve ABD’de sanayi devrimleri peş peşe yaşanıyordu. Sürekli yeni atölyeler, fabrikalar açılıyor ve dünya tarihinin akış hızı artıyordu. Bu şekilde hızlanmaya başlayan dünyaya, yeni bir sanat dalının ortaya çıkması kaçınılmazdı. 1800’lü yılların ilk yarısında yepyeni bir görüntüleme tekniği çıktı ortaya. Gerçi ilk deneme, dünyanın bu hızına pek uygun değildi ama - yaklaşık sekiz saatti - insanlığın gelişimi için büyük ve önemli bir adımdı. Zamanla görüntüleme, dünyanın hızına bağlı olarak hızlandı. Adına fotoğraf dendi ve inanılmaz bir hızla dünyaya yayıldı. Kimileri çok sevdi, kimi çok korktu. Kimileri fotoğrafı çok sevdiğinden, onu bir sanat dalı olarak kabul ettirebilmek için büyük zorluklara katlandı. Kimileri de, mesela birçok Kızılderili kabilesi ve bizim ünlü Çakırcalı Mehmet Efe, fotoğrafın insanın ruhunu çalarak ölümüne sebep olduğu inancından dolayı korkup, hep uzak durdu. Fotoğraf, tarihe not düşmek konusunda bugün, diğer bütün sanatları, sanat tarihi ve bir iki alan dışında, neredeyse saha dışına itti. Hatta öyle ki, fotoğraf, tarihe not düşmek konusunda yazının tahtına geçti. Özellikle 20. ve 21. yüzyılın kanlı savaşlarında kimi zaman bir fotoğraf, binlerce sayfa yazının önüne geçti ve tarih oldu. Yanda yer verdiğim Vietnam Savaşı’nı anlatan mükemmel bir kare. Alman gazeteci Nick Ut’un çektiği bu fotoğraf, ona Pulitzer ödülünü getirdi ama ondan da önemlisi yaşanan bir savaşı, bütün yönleriyle bütün dünyaya anlattı. Bu savaş hakkında binlerce sayfadan oluşan, yüzlerce ciltlik kitaplar yazılsa, bu fotoğrafın yarattığı etkiyi gösteremez. Fotoğrafta, buna belgesel fotoğraf deniyor ama bu bence belgesel çok daha öte. Tarihe not düşen fotoğrafçı, aslında o an bir tarihçi oluyor. O ânın tarihçisi oluyor.
 
Toplam blog
: 8
: 1460
Kayıt tarihi
: 15.12.08
 
 

Öğretmenim. Sosyal Bilgiler Öğretmeniyim. Bunun yanında fotoğrafçılık yapıyorum ve yazıyorum... Bu ..